Herhangi bir gıda maddesini satın alma kararı verirken dikkat ettiğimiz en önemli husus gıdanın görsel özellikleridir. Birçok gıda maddesinin tadına bakmak, koklamak hatta dokunarak yapısal özelliklerini değerlendirmek zordur. Paket içerisinde, tezgahta veya reyonda bulunan gıda maddesi bizi görüntüsüyle kendisine çeker. Bu konuyu çok iyi bilen gıda üreticileri de bizleri etkilemek için mümkün olan tüm yöntemleri kullanmaya çalışır. Gıda katkı maddeleri arasında yer alan renklendiricilerin kullanımı da bu yöntemlerden bir tanesidir. Gıdalar işlenirken doğal olarak bazı renk kayıplarına uğramaktadır ve tüketici açısından daha cazip hale getirilmesi gereken gıdalara renklendirici ilave etmek asla tüketiciyi kandırmak olarak yorumlanamaz. Ancak bozulan bir gıdayı bozulmamış gibi göstermek, gıdanın kusurlarını maskeleyerek tüketiciyi yanıltmak, renklendirici kullanılması yasak olan bir gıdaya bu katkı maddesini ilave etmek yollarıyla hile yapılması ciddi yaptırımları beraberinde getirmektedir. Yürürlükteki mevzuatta yaklaşık 40 gıda ve gıda grubunda renklendirici kullanılması yasaktır. Ekmek, süt, bal, salça, bebek gıdaları, şeker, krema, meyve suyu bunlardan sadece bazılarıdır.
Diğer taraftan tüketici sosiste pembe rengi cazip bulurken, şekerleme grubunda rengarenk ürünler ilgi çekmekte, içeceklerin adını taşıdığı meyveyi renk olarak da hatırlatması istenmektedir. Isıl işlem gören etin kahverengi-gri renk alacağını tüketici elbette bilmektedir fakat diğer taraftan sosislerde kırmızı renk veren karmin renklendiricisi var diyen yine tüketicidir. Bu dengeyi tutturmak ve tüketiciye gerekli açıklamaları yapmak gıda profesyonellerinin görevidir diye düşünüyorum. Bazı gıda renklendiricilerinin özellikle çocuklarda alerjik reaksiyonlara sebep olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Karmin, titanyum dioksit, karamel türevlerini renklendirici olarak içeren gıdaların aşırı tüketiminden kaçınmak özellikle çocuklarda oluşabilecek alerjik reaksiyonları önlemede yardımcı olabilir. Tüketicilerin kendi ihtiyaç ve hassasiyetlerini dikkate alarak renklendirici ihtiva eden gıdaları satın almaları yerinde bir davranış olacaktır. Fakat renklendirici içeren tüm gıdalar sağlığa zararlıdır gibi bir düşünce de çok yanlıştır. Örneğin karoten, riboflavin, paprika ekstraktı, pancar kökü kırmızısı gibi doğal renk maddelerinin insan sağlığına herhangi bir zararı olduğu düşünülmemektedir ve bu renklendiricilerin kullanımında üst limit bile belirlenmemiştir. Üretici mevzuatın izin verdiği gıdalara bu doğal renk maddelerini katmakta serbesttir.
Diğer tüm katkı maddeleri gibi renklendiriciler de amacına uygun kullanıldığı sürece gıda kalitesini arttırmaya yarar. Gıda endüstrisi ürettiği ürünü tüketiciye satmak zorundadır ve bunu yapabilmek için de yasaların izin verdiği katkı maddelerini kullanarak ürünü daha cazip hale getirmeye çalışması gayet normaldir. Bilinçli tüketiciler gıdaların etiket bilgilerini kontrol ederek tüketmek istemediği katkı maddelerini içeren gıdalardan uzak durabilir. Renklendiricileri de içeren birçok gıda katkı maddesi hakkında yalan yanlış ifadeleri içeren yazılar sosyal medyada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Gıda katkı maddeleri endüstriyel gıda üretiminin bir gerçeğidir ve bu gibi karalayıcı ifadeler sebebiyle üreticilerin bu katkılardan vazgeçmesi mümkün değildir. Bu iddialar sadece tüketicileri yanlış yönlendirmeye ve gıda satın alırken gereksiz yere suçluluk duymasına hizmet eder.
Sevgiyle ve bilgiyle kalın.