Ülkemizde ve dünyada belirli zamanlarda belirli gıda maddelerinin gereğinden fazla reklamının yapıldığını, anlamsız şekilde övüldüğünü görmüş olmalısınız. Bu gıdalar genelde meyve, sebze, kuruyemiş gibi bitkisel ürünler olmakta, bazen de farklı hayvan sütleri, yumurtaları, yağları gibi hayvansal ürünler de listede yerini almakta. İlgili gıda maddesi hakkındaki haber veya reklam da hep şu şekilde karşımıza çıkıyor; “bu gıdayı şu miktarda yerseniz şu sağlık sorununun çözümüne kavuşursunuz”. Kanıt olarak da genelde “İsviçreli” bilim insanlarının fareler üzerinde yaptığı deneyler sunulmakta. “Hasta farelere şu maddeyi verdiler, fareler iyileşti”. Bu tarz haberleri okurken, işin aslının ne olduğunu bilerek, daha doğru değerlendirme yapmanıza yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
Herhangi bir gıda maddesinde temel olarak su, karbonhidrat, protein, yağ, mineral maddeler ve vitaminler bulunur. Bazı istisnaları saymazsak tüm gıdalar bu maddeleri az veya çok içerir. Ancak her bir temel madde kendi içerisinde onlarca (bazen yüzlerce) alt birim veya yapıtaşı dediğimiz maddeyi de içermektedir. Gıda maddelerinin farklılaşmasını sağlayan da bu durumdur. Basit bir örnekle; ette de mercimekte de protein oranı gayet yüksektir ancak bu proteinleri oluşturan yapıtaşları ve onların insan sağlığına etkileri değişiktir. Hiçbir gıda maddesi tek bir yapıtaşından oluşmadığı için herhangi bir sağlık problemine de tek başına çözüm olamaz.
Konuyu özel bir örnekle netleştirelim: Narda bulunan ve insan sağlığına olumlu etkileri dolayısıyla biyoaktif maddeler olarak adlandırılan maddeler saymakla bitmez. Her bir maddenin insan beslenmesindeki etki mekanizması da doğal olarak farklıdır. Bu maddelerden bir tanesini alıp laboratuvar ortamında hasta hayvanlara vermek ve ardından hastalık üzerindeki olumlu etkilerini göstermek bilimsel açıdan anlamlı bir çalışmadır. Ancak, “bu tek madde hastalığa iyi geliyor, nar meyvesinde bu madde var, o halde bu hastalıktan muzdarip olanlar her gün 2 tane nar yesin ve iyileşsin” demek pek de gerçekçi değildir. Teknik olarak yukarıda açıkladığım gibi, narda o madde dışında yüzlerce bileşen vardır ve bu bileşenlerden herhangi birinin kişiye olumsuz etkisinin olması gayet muhtemeldir.
Ülkemizde de bazen keçi sütü, bazen altın çilek, bazen kuşburnu çayı ve daha niceleri gündeme gelip tüketicinin kafasını karıştırmakta. İnsanlar yana yakıla bu gıdaları arayıp, şifa olarak sarılmakta. Tabi bu durum bazı fırsatçılara da imkan yaratmakta. Bu konudaki tavsiyem, gıdaları ilaç olarak görmemeniz, tek yönlü beslenmekten kaçınmanız şeklinde olacaktır.
Sevgiyle ve bilgiyle kalın.