ENEZ MEKTUBU
Ulaş DEMİRAY / [email protected]
Keşan’da Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı (SYDV) Tarafından geçen yıl yaklaşık 12 milyon TL sosyal yardım yapılmış. Sanırım bu rakam bu yıl da artarak devam ediyor. Enez Kaymakamı Elif Ersöz Hanımefendi’den Enez SYDV’nin ödemeleri ile de bilgi verilmesini rica etmiştim. Verileceğini söylemesine ve bir kez de hatırlatmama rağmen henüz bu bilgiye ulaşamadım. Enez’de de bu vakıftan ödenen yardımın yıllık 1 milyon TL civarında olabileceğini sanıyorum. Bu rakamlara İŞKUR’un Enez’de çalıştırdığı 80-100 civarındaki işçiler için yapılan ödemeler dahil değil.. Onları da hesap edersek sonuçta-örneğin- Enez’de devletin hiç üretmeyen kişilere bir yılda ödediği para 1 milyon 700 bin liradan az değil. Bu hesaba Belediye’nin çeşitli bahanelerle kişilere dağıttığı paralar da dahil değil.
***
Devlet sosyal yardım yapmamalı mı? Elbette yapmalı. Ama israfın adı SOSYAL YARDIM olmamalı. Örneği yine Enez üzerinden verecek olursak yılda 100-150 bin TL bütçe ile Enez’de bu sosyal hizmet verilebilir. Bu yardım sistemi özellikle AKP döneminde bazı yandaşlara AYLIK ÖDEME, yani maaş haline dönüştürülünce buna artık SOSYAL YARDIM diyebilmek zaten mümkün olmuyor. Benim de görev yaptığım dönemde izlediğim kadarı ile Vakfın bu yardımları, tüm İlçe geneline yaygınlaştırılamadığı gibi, bu yardımlar Enez’de sadece 2-3 merkezde yoğunlaşıyordu. Yine öyle mi? Bilemiyorum. Yani göz önünde olmayanlar, ya da kaymakamlık kapısına gelip böyle bir yardımı isteme cesaretini gösteremeyen gerçek hak sahipleri yazık ki bu yardımlardan yeterince yararlanamıyorlar.
***
Bu uygulamalarla “Enez’de artık istihdam sorununun çözüldüğünü, yani işsizliğin olmadığını” iddia ederek hem kendisini hem de etrafını kandıran siyasetçiler bu SADAKA uygulaması ile övünebiliyorlar. Halbuki pek çoğu gereksiz ve zaten derde deva da olmayan bu ödemeler yerine yeni bir sistem oluşturulması gerekiyor. Sadece bu paralarla Enez de yapılabilecek ve yapılması gereken üretime dönük, istihdam sağlayan öylesine önemli işler var ki. Örneğin Enez’in göllerinden, denizinden elde edilecek (Sadece balık değil, yosun, deniz taşları, deniz kabukları vs) ürünlerin katma değer yaratarak pazarlanabileceği füme, şoklama, konserve şeklinde işleneceği, paketleneceği tesisler 2 ay içerisinde kurulabilir. Hayvancılık konusunda da çok önemli meraları, alanları ve koşulları olan Enez’de örnek ortaklıklar teşvik edilebilir. Canlı hayvan pazarlamak yerine yine katma değer yaratacak işleme/ paketleme tesisleri kurulabilir. Seramik ve kil işçiliğine dönük Turizm ekonomisinin OLMAZSA OLMAZ’ı hediyelik eşya sektörü ile ilgili projeler çok önemli istihdam sağlayan BACASIZ fabrikalardır..
Bu örneğini verdiğim işler, SYDV’nin 1 yılda dağıttığı para ile rahatça yapılabilir..
***
Abarttığımı düşünenler varsa hatırlatayım.. Bu söylediklerimin çok güzel bir örneği 1977-1986 arasında yine Enez’de yaşanmıştır.. O günleri hatırlayanlar bilirler, Enez Balıkçılık Kooperatifi Balık havuzları ile, havuzlu kamyonları ile 100 ün üzerindeki aktif balıkçı ortakları, 10-15 personeli ile Antakya’dan başlayıp yurdun dört bir yanından Enez’de topladığı YILAN BALIKLARI’nı CANLI olarak, İtalya’ya Hollanda’ya vs. ihraç eden, bu ülkenin 3 ihracatçısından biriydi. Henüz Enez’de inşaat sektörü yoktu, turizm yoktu ama işsizlikten söz etmek de mümkün değildi.
***
Şimdilerde iktidar sahiplerinin ve özellikle TRAKYA KALKINMA AJANSI eliyle Enez’e biçtiği KALINMA MODELİ; şehrin bazı yerlerine anlamsız heykeller dikmek ve şehrin girişine betondan, adına TAK denilen, hem Enez, hem de İpsala Belediyesi’nde de marifetmiş gibi uygulanan bir giriş kapısı yapmak.. Neymiş? “Antik Yollar PROJESİ”ymiş.. Bu kapıya harcanan para da galiba 500 bin TL civarında. Sahildeki arıtmasına bir DEŞARJ KANALI yapmayı aklından bile geçirmeyenlerin uğraştığı işlere bak. Trakya Kalkınma Ajansı bir yaraya merhem olacaksa bu deşarj kanalı için ortaya çıkmalı ve destek olmalı ki KALKINMA’dan ne anladığını, ufuk ve vizyon sahibi olup olmadığını anlayalım..
***
Bunlar, AKP’nin hem yerel hem de genel iktidarlarının, milletin vergilerini, bu vatanın nimetlerini, sadaka dağıtarak, anlamsız zevksiz betonlara yatırarak getirdiği noktanın Enez’den verilen basit örnekleridir.. AKP iktidarı üretime dönük yatırımlar, projeler yerine – örneğin- şeker fabrikalarını satıp İstanbul’a kanal açmaya çalışarak RANT ve BETON üretimi ile geldiğimiz ekonomik çöküşten sorumlu olarak DIŞ GÜÇLER’i işaret etmesine inanmak ne yazık ki mümkün değildir. Suçlular aramızda..