Cumhuriyet Halk Partisi’nde 6-9 Eylül 2024 tarihlerinde Olağanüstü Tüzük Kurultayı gerçekleştirilecek.

CHP Keşan İlçe Başkanlığı da bugün parti lokalinde üyelerin tüzük önerilerini alacağı bir toplantı düzenleyecek.

Ben önerilerimi buradan kamuoyuna açık bir şekilde dile getirmek istiyorum.

***

Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi’nde Atatürkçülüğün hakim olmasını diliyorum. Son 20 yılda en çok uzaklaştığımız değerlerden biri Atatürkçülük oldu.

Bunun da bedelini hem ülke hem de parti olarak ağır bir şekilde ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz.

Zamanında Atatürk düşmanlılarının genel merkezde nasıl üst düzey görevlerde bulunduğunu gördük, yaşadık. Cumhuriyet ve laiklik ile sıkıntısı olanların, parti içindeki konumları, partiyi az daha felakete sürüklüyordu.

CHP’nin ilk ihtiyacı olan, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlı bir duruştur. Tüzük de bu temel üzerine yazılmalıdır.

Unutmamak gerekir ki en çok uzaklaştığın değerin, en derin yaran olacaktır.

***

Öte yandan CHP’de en büyük sorunlar, üyelik ve adaylık konusudur.

Yıllarca önseçimsiz seçilenlerin partide nasıl bir oy kaybına neden olduklarını, kaç seçim kaybettirdiklerini yaşadık. Seçildikten sonra partiyi bırakıp iktidara sığınanları da gördük.

Milletvekilliğinden başlarsak mesela şu anki Edirne milletvekilleri atamayla gelmişlerdi. İçlerinden biri, bir ilçe danışma kurulu toplantısında; “Eğer önseçim olsaydı, şu an burada milletvekili olarak bulunamazdım” demişti.

E biliyorduk bunu zaten… 22 Ağustos 2023 tarihli “Özür dilemediler, suçladılar” isimli köşe yazımızda; “Önseçime girseler, değil ilk ikiyi, sonu bile göremeyecek ama lütufla milletvekili seçilen şahıslar, Keşan’da üyelerinin ve delegelerinin karşısına çıkarak, tehdit ve hakaretlerle dolu utanmazca konuşmalarıyla vizyonlarını ortaya koydular” demiştik…

Kendisi de bunu doğrulamış oldu, sağ olsun…

Seçimden beri ortada görünmeyen bu arkadaşlar, her ne hikmetse son zamanlarda pek bir hızlandı. Sürekli basındalar. Neden? Çünkü erken seçim kokusu aldılar… Yaralı bir avın kan kokusunu kilometrelerce uzaktan duyan köpekbalıklarından daha tehlikelidir bu siyasi tipler…

Tüzük yazacaksan, önce bunları engelleyeceksin…

Her seçim döneminde aday karaborsası kurulup, milyonların nasıl havada uçuştuğu yönündeki söylentileri ve iddiaları bitireceksin.

***

Gelelim belediyelere

Son yerel seçimlerde birçok yerde önseçim yapıldı ve bunun karşılığı olarak CHP, Türkiye’de 1. parti oldu. Demek ki bu kadar zor değilmiş… Önseçim, partiyi rahatlatır, karşılığını mutlaka zafer olarak alırsın.

Ancak…

Partide hiçbir emeği, ideali, savaşı, mücadelesi olmamış çiftlik ağalarını, para babalarını seçime 3 ay kala partiye üye yaparsan ve önden rezerveli makamlara yerleştirirsen…

CHP ilkeleri ile uzaktan yakından alakası olmayan, solcu kisvesindeki kapitalistleri belediye yönetimlerine alırsan…

Aday adayı olma zahmetinde dahi bulunmayanları meclis listelerine yazıp parti emekçilerini küstüren il ve ilçe yönetimlerini görevde tutarsan…

Halkın içine hiç girmemiş, arabasından inmemiş, sokakta yürümemiş, şehrin caddelerinin isimlerini bilmeyen, sırça köşklerinden ve lüks ofislerinden dışarı adım atmamışlara makam verirsen…

Sen Ankara’da, “sahiller, ormanlar, parklar, bahçeler, tarlalar halkındır” diye bağırırken…

İl ve ilçelerde, halkın malını, mülkünü çatır çatır satarlar…

Halkın kumunu ihaleye çıkarırlar…

Halkın ormanına imar açarlar…

Halkın tarlasını, merasını, arsasını açık arttırmaya çıkarırlar…

Halkın parkını, bahçesini peşkeş çekerler…

Parti yöneticileri belediye ihalelerine dalar…

Belediye yöneticileri, yakınları vasıtasıyla belediye malına çökmeye çalışır…

CHP’lilere ana avrat sövüp, “asacaksın bunları” diyenleri belediyede işe alırlar…

Hısım, akraba, kardeş, yeğen, çoluk, çocuklarını, belediye şirketleri üzerinden “liyakatsiz”ce işe yerleştirirler…

Eh bu ve benzeri durumlar, Türkiye’deki her hangi bir CHP’li il ve ilçe belediyesinde “yaşanmıyor, yaşanmaz” diye iddia etsinler, ispat etsinler…

Ben de mesleği bırakayım… Belki bi belediyede işe girerim iyi mi?

***

CHP madem değişecek, öncelikle bu küçük kasaba kurnazı zihniyetinden arınmalı…

Duruşu, ilkesi ve hiçbir sosyalist değeri taşımayanlara bu haklar verilmemeli… Onların adresleri bellidir…

Tabii bu da önseçim kriterlerinin yeniden belirlenmesine bağlıdır…

Tüzüğü sadeleştirip, basitleştirmek ve kuralları net olarak koymak gerekir…

Örneğin, yerel veya genel geçimler için aday adaylığı başvuru yapacak partililerin ez az 5 yıl parti üyesi olması, önseçimde oy kullanacak parti üyelerinin de en az 5 yıl aralıksız parti üyesi olması gibi kurallar getirilebilir.

En azından kimlerin gerçekten CHP için, kimlerin ise menfaat için partiye üye olmak istediğini anlayabiliriz. En çok 3 dönem kuralı kesinlikle genel başkandan başlayarak milletvekilleri, belediye başkanları, il genel ve belediye meclisi üyeleri için uygulanmalıdır. Bu teknoloji ve hız çağında kimsenin bitmeyen vahşi siyasi heveslerine kambur olacak halimiz yoktur.

Meclislerde ve yönetimlerde kadın kotası saçmalığı kaldırılmalıdır. Kadın ve erkeği ayrıştırmak, güya onlara hak veriyormuş gibi yapıp aslında kısıtlama getirmek, erkek egemen geri kalmış zihniyetidir. Yönetim ve meclislere mutlaka %50 erkek, %50 kadın, yani yarıya eşit hak kuralı getirilmelidir. 25 kişilik meclise kota adı altında 3 tane veya 15 kişilik yönetim kuruluna 2 tane kadın ismi yazmak, kadınlara yapılan en büyük haksızlıktır.

***

Diyeceğim o ki…

Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sadık, gerçek parti emekçilerine hak ettiği değeri veren, partilisini küstürmeyen, halkçı, sosyal demokrat ve ilkeli bir tüzük yazılmalı…

CHP öyle bir tüzük hazırlamalı ki, aslında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın taslağını yazmalı…

Saygılar…