Cengizhan Aktan yazdı
Biliyorsunuz; 23 Nisan’larda, geleneksel olarak çocuklar makam koltuklarına oturtulur ve sembolik olarak talimatları alınır.
Bazı “asıl” yöneticiler, bunların gerçekten uygulanması için kadrosuna direktif verir ve sembolik “başkan”ın / “kaymakam”ın talimatı gerçekleşmiş olur. Çoğunlukla ise, “geçici” makamdaki sembolik yöneticinin istekleri havada kalır; kendilerinin de “geçici” olduğunu nedense pek düşünmeyen “asıl” yöneticilerin bir kulağından girip diğer kulağından çıkar!
Sonuç öyle ya da böyle, 23 Nisan’ların sembolik yöneticilerinin o makamlarda dile getirdiklerine bir başka açıdan da bakmak gerekir. Bu ise, çocuklarımıza bugüne kadar ne kadar bir “düş erimi” (hayal menzili) oluşturabildiğimizdir.
İnsanlar, sahip oldukları şeyi düşlemezler, hayalini kurmazlar. Sahip olunan her şey; düş çizginizi / hedefinizi / eriminizi artırır, yükseltir.
Konumuza dönersek, çocuklarımıza; sağlığıyla, güvenliğiyle, eğitimiyle, oyunuyla, eğlencesiyle, sosyalleşme olanaklarıyla, yolu kaldırımı, parkı, bahçesi, yeşil alanlarıyla... vs. vs. ne kadar huzurlu, düzenli, kurallı, uygar bir yaşam alanı oluşturabilirsek, onların düş erimi de aslında zaten olması gereken bu “basit” gereklilikleri aşıp çok daha farklı ve yüksek hedeflere ulaşır.
Bugün bir çocuğumuz sembolik olarak belediye başkanı koltuğuna oturduğunda, Keşan ve çocuklar için gerçekten hayalleri süsleyebilecek bir istek yerine, “Arabaların kaldırımlara park etmediği bir Keşan düşlüyorum” diyorsa.. yöneticiler ve yetişkinler olarak, çocuklarımıza karşı utanmamız gereken bir durumdayız demektir!
Keşan, 23 Nisan 2025