Hasat başlamasına karşın 2013 işyılı ürünü ayçiçeğinin avans fiyatı alım ve ödeme yöntemleri açıklanmadı.
Fiyatlandırmada yaşanan karmaşa ve belirsizlik kimin aleyhine?
Ayçiçeği üreticisinin.
Bu nedenle Keşan’da Ayçiçeği Üreticisi Sendikası’nca bir etkinlik gerçekleştirildi.
Katılım çok düşük. Beklenen ve olması gerekenin altında gerçekleşti.
Bu iletişim çağında haberimiz olmadı savunması doğru olamaz. Gerekli duyurular yapıldı.
Yürüyüşe baktığımızda yaklaşık 500 kişi var. Bunların, en iyimser tahminle 100 kadarı üretici köylü.
Üreticinin memnuniyeti anlamına gelmez bu durum. Köylünün kendi davasına duyarsız kaldığını gösterir.
Yürüyüşe katılanların yanmış yüzlerine bakarak kaçının deniz yanığı, kaçının tarla yanığı olduğunu anlamak mümkün.
Deniz yanık yüzlüler tarla yanıklardan 4 kat fazla idi. Bu bir çelişkidir.
* * *
Dönemin birinde padişah bir köprünün başına iki kişi koymuş. Gelen geçene birer tokat atın demiş. Uygulama başlamış. Görevlileri çağırmış.
-Tepki var mı?
-Yok padişahım.
Köprünün ortasına da bir kişi koyun, o da geleni geçeni tokatlasın.
Uygulamışlar.
Padişah görevlileri çağırmış.
-Tepki var mı?
-Yok padişahım.
O zaman köprünün diğer başına da bir görevli koyun. Tokatlasın gelen geçeni. Köprünün diğer başına da bir kişi konmuş.
Girişte iki, ortada bir, çıkışta bir kişi insanları tokatlamış.
Padişah görevlileri çağırmış.
-Tepki var mı?
-Yok padişahım.
Padişah:
-Tepkisiz hale geldiler demek.
* * *
Şimdi 2013 iş yılı buğday hasadında köylü zarar etti.
Ayçiçeğinde de aynı durum. Tepki gösterilmek isteniyor. Katılım yok.
Demek halinden memnun. Köy kahvelerinde bağırıp çağırmak çözüm değil. Çözüm alanlardadır.
Alanlarda yerel seçim öncesi podyuma çıkan mankenler örneği, siyasiler, emekli kamu görevlileri, siyasiler vardı.
Köylü yoktu.
Tarla yanıkları azınlıkta, deniz yanıkları çoğunluktaydı.
Köylü ilgisiz.
Köylü duyarsız.
Köylü korkuyor.
Köylü kendine sahip çıkmıyor.
Köylü üretimden gelen gücünün ne olduğunu bilmiyor.
Bu cümleler alandaki değerlendirmelerdi. Mitingi yapan ve basın açıklamasını yapan Başkan Nevzat Uğur’dan sonra siyaset cephesinden milletvekilinin konuşması acaba “eyleminize destek verdik, konuşma hakkımız doğmuştur” demek miydi?