Başlığa ilk bakışta okurlarımızın çoğunluğu kimden bahsettiğimi anladığından hiç şüphem yok. İzmir’in kurtuluşunda heyecanına yenik düşerek ilk kurşunu düşmana sıkan ve şehit olan gazeteci Hasan Tahsin’i rahmetle yad etmek istiyorum.
Düşmanı görünce ‘olamaz, olamaz böyleellerini sallaya sallaya giremezler’ diyerek göğsünü siper etti. Hasan Tahsin’i şehit olduğu yerde apoletlerini sökmek isteyen Yunan askerine ‘sen mi verdin ki sökeceksin’ diyerek karşı geldiği için süngü darbesi ile şehit edilen Albay Süleyman Fethi’de oracıkta şehit edildi. Ruhu şad olsun.
Hasan Tahsin’in gerçek adı Osman Nevres olup 1888 Selanik doğumludur. 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon alayı Hasan Tahsin’in ilk kurşunuyla karşılaştı. Atatürk başta olmak üzere tüm vatan şehitlerimizi anarken hep birlikte İzmir Marşı’nı okumaya hazırmıyız?
İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa
***
İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım
Öksüz yavruları bağrıma bastım
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım feda olsun güzel vatana
İzmir Marşı’nın bestelenmiş bu iki kıtası, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir’in girişini konu almış.
Nihavent makamında bir marştır. 1996 yılında İzmir Enternasyonel fuarını ziyaret için gittiğimde Konak Meydanı’nda bulunan “İlk kurşun anıtı” Hasan Tahsin’i yad etmiş oldum. Ayrıca İzmir Gazeteciler Cemiyeti her yıl “Şehit gazeteci Hasan Tahsin Gazetecilik Teşvik Yarışması” düzenlemektedir. Yunanlılar tarihi unutmuş olabilir ancak hatırlatmada yara var. “İzmir’in efesi, Erzurum’un dadaşı, Türk’ün asla eğilmezbaşı.”