ERDOĞAN
Başbakan Erdoğan, 8 Aralık Pazar günü Keşan’daydı…
Bir defa, Erdoğan’ı; isteksiz, heyecansız ve “yorgun” gördüm. Yorgunluk, sadece günlük koşturmanın, seri mitinglerin yorgunluğu gibi değildi…
İkincisi, AKP’nin Belediye Başkan Adayı olarak Mustafa Mercan’ı açıklayıp sahneye çıkardığında, Keşan Emniyet Müdürlüğü verilerine göre 12 bin, gözlem ve deneyimlerime ve fizik kanunlarına göre emniyet güçleriyle birlikte 3-4 bin kişilik topluluktan, coşkulu ve heyecanlı bir ses yükselmemesi ilginçti… Kısacası, mitingte ön safları doldurmuş olanlarda da aynı heyecansızlık hakimdi.
700 civarı polis barikatı… Sivil ve gizli olanları saymazsak barikat başına en az bir güvenlik görevlisi… Akreditasyonu yapılmış basın mensuplarının bile basına ayrılmış bölüme gitmek için “Berlin Duvarı”nı aşmayı gerektirecek prosedürle karşılaştığı ve o kafesin dışında çalışma imkanı verilmediği bir “basın özgürlüğü”… Günler öncesinden miting alanından itibaren neredeyse 500 metre çapında her evin, sokağın, caddenin, otoparkın abluka altına alınması… 20-25 gencin, üzerlerinde hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen miting süresince gözetim altına alınması….
Velhasıl, çook bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı görmemize rağmen hiç görmediğimiz kadar baskıcı bir “güvenlik” önlemi…
E peki ne oldu? Bütün bu güvenlik önlemleri, Yılmaz Özkaya’nın iki kanat çırpışıyla yerle bir oldu. (Bilmeyenlere not: Keşan Yamaç Paraşütü Pilotu Yılmaz Özkaya, her zaman olduğu, hatta bayramlarda artık herkesin görmeye alışkın olduğu gibi, o gün de uçuştaydı, uçuşa yasak olmayan Keşan hava sahasında…)
Demek ki neymiş? Bunlar güvenlik önlemi değil, gövde gösterisiymiş… Ki, püfffff…. Yerle yeksan!
Karada kuş uçmuyormuş ama havada uçabiliyormuş!
* * *
SEÇKİN AYRAL
Seçkin kardeşim… Seçkin Ayral…
Giderken de yaptın numaranı, eyvallah… Ses çıkardın, isyanın Türkiye’ye yayıldı…
Ama… olmadı be Seçkin.. Bizi de yaktın giderken…
Biz, “hakkın helal olsun” dedik, üstünde hakkımız varmış gibi…
Ama asıl borç bizimdi… Ne yaptık senin için?
Asıl sen bize hakkını helal ettin mi?
Yattığın yerde rahat uyu güzel kardeşim…
İNŞAATLAR
Keşan Cumhuriyet Başsavcılığı, Medya Keşan’ın 10 Aralık 2013 tarihli sayısında bir kez daha gündeme getirdiği, Keşan’daki inşaat başıboşluğuna ilişkin haberi suç duyurusu sayarak soruşturma başlatırken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan ise, özellikle Anafartalar Caddesi’nde inşaat hafriyatı sırasında çöken yol konusunda yoğunlaşarak, bunun bir “talihsizlik” olduğunu, bunların olabileceğini ve bunlar olacak diye müteahhitlerin çalışmasının engellenemeyeceğini ifade eden bir açıklama yapmakla yetindi. Ardından tekrar yaptığı açıklamada ise, Anafartalar Caddesi sorununu, “siyaset malzemesi yapmaya çalışanlar” olduğunu iddia etti.
Oysa mesele sadece Anafartalar Caddesi değildi. Bu sadece son örnek ve özellikle Keşan’ın ana arterlerinden biri olması nedeniyle daha çok gündeme geldi. Ancak asıl mesele, Keşan’ın pek çok cadde ve sokağında yaşanan kontrolsüz inşaat meselesiydi. Gerek inşaatlar sırasında yoldan geçen araç ve yayaların güvenliği konusunda alınması gereken önlemler, gerekse, daha dar bir alanda gerçekleştirilebilecek çalışmaların, cadde veya sokağın tümüne yayılıp geçişin engellenmesi gibi pek çok başıboşluk, Keşan halkını rahatsız ediyor, can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.
Halkın bu konudaki tepki ve eleştirilerini içeren yayınlarımıza Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gösterdiği duyarlılığın, belediyenin ilgili birimlerine de örnek olmasını diliyoruz.