Fotoğrafını 2002 yılının yazında CHP Keşan İlçe Başkanlığında bulunan Parti Lokalinde duvarda görmüştüm. Sonra da kendisini 2004 yılında Belediye Başkanlığı için yapılan ön seçimde. O çatık kaşlarıyla emin adımlarla salona girdi ve oyunu kullandı biraz durdu ve sonra sessiz sakin salondan yine emin adımlarla gitti.
2008’in yazında Erikli’de karşılaştım. Belediyenin Erikli Çay Bahçesinin en güzel masasında kağıt oynaması hala gözlerimin önündedir. Kağıt, satranç ve tavla oymamayı çok severdi. 4 yaz sezonu güzel sohbetlerimiz oldu. Hatırımdan çıkmayan bir huyu da o yemek masasındayken eğer ondan önce içkisini bitiren varsa bitirenin içme niyeti olmasa bile bitirene içki ısmarlaması çok meşhurdu.
Bir gün sabah erken saatlerde belediyenin Erikli Çay Bahçesine geldi yine çatık kaşlarıyla Cumhuriyet Gazetesini sordu. Biz de ona müşterinin aldığını, okuduğunu söylediğimizde bize “aferin, herkes Cumhuriyet Gazetesi okumalı” dedi.
Cumhuriyet’in yetiştirdiği bir mühendisti o.
İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldu. Su ve Baraj, Yüksek İnşaat Mühendisiydi, Karayolları Van Bölgesi Mühendisi, DSİ (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlüğü Edirne Teşkilatı Sulama ve Barajlar Başmühendisi, DSİ Trabzon, Rize ve Gümüşhane Başmühendisliği yaptı.
Yıllar önce şehir kulübünde yine kendi emsali bir arkadaşı ona takılır “Ne verdin bu memlekete?” diye. O da dönüp arkadaşına “G.tünü neyle yıkıyorsun?” diyerek cevabını vermiştir.
Hazır cevaplığını her zaman her yerde göstermiştir. DSİ Trabzon, Rize ve Gümüşhane Başmühendisliği yaparken 1977 yılında CHP’nin 213 milletvekilinden biri olur. 3 yıl milletvekilliği sırasında 22 kez söz alır. Bunun 2’si yazılı soru önergesi olur ve bir tanesini dönemin başbakanı cevaplar.
İlk sözünü 1978 yılı Vakıflar Genel Müdürlüğü Bütçesinde alır, İpsala’da 35 bin dekar vakıf arazisinin 8-10 aile tarafından işlendiğini söyler ve bakanlığa “bu toprakların fakir çiftçiye kiralanmasını düşünüyor musunuz?” diye sorar.
Birçok konu hakkında mecliste soru önergesi verir Öznal, bunlardan en dikkat çekicisi ise İçişleri Bakanı Mustafa Gülcügil’e olanıdır. Öznal, soru önergesinde şunları sorar:
1. Ülkemizde yapıldığı söylenen silah, esrar ve diğer kaçakçılıklarla ilgili ne gibi önlemler düşünüyorsunuz?
2. Silah kaçakçılığı ile ilgili olduğu duyulan memurlar hakkında ne gibi işlem yaptınız?
3. Kıt bütçe olanakları ile kalkınmamız aksarken, sayenizde sayıları 150'ye yaklaşan ve tümü en yüksek derece ve maaştaki merkez valilerinin işsiz yatırılmalarını önlemek için bir yaptırım düşünüyor musunuz?
Soru önergesine cevap veren İçişleri bakanı Gülcügil, “‘Silah kaçakçılığı ile ilgili olduğu duyulan memurlar hakkında ne gibi işlem yaptınız?’ diye soruyorlar. Burada sarih bir nokta görmediğim için...” dediği sırada Öznal, sırasından araya girer ve “Ne demek sarih nokta yok?” diye bakana çıkışır. Bakan da bütçe komisyonunda verdiği cevapla yetineceğini söylemesi üzerine Öznal itiraz eder, “Öyle şey olur mu Sayın Bakan” der. Akabinde bakanın cevap vermesi yönünde CHP grubu sıralarından protestolar başlar.
MİT'in isteği üzerine tayini yapılan sağlık personeline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesini milletvekilliğin son soru önergesi olarak dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e sorar Öznal.
Buradan hepsini aktarmak isterdim ama seçtiğim bu üç soru önergesi Öznal’ın ne kadar çiftçiyi, köylüyü düşünen kısacası halkını düşünen gözü kara bir milletvekili olduğunu gösteriyor.
Gözü kara cumhuriyet mühendisini bir köşe yazısına sığdırmak zor. Onun bölgemize verdiği hizmetleri anlatmak kolay mı? Ama şu tek hizmeti söylemek yeter…
Kadıköy Barajı dersem sizin aklınıza ne gelir? Benim aklıma Süleyman Demirel gelir, Kadıköy Muhtarı rahmetli Şevket Uslu gelir ve onun sorumlu mühendisi Süleyman Sabri Öznal gelir.
Kadıköy Barajı ile o bölgedeki köylüler baraj inşaatında başlar. Şimdi emekli yaşına gelmiş insanlar o inşaatta başlayan sigortalarının başlamasıyla emekli oldular.
Bu Keşan ne kadar minnet etse az. Sadece sigorta mı? Kadıköy Barajı’nın Keşan için önemini anlatmaya gerek var mı? Keşan’da yaşayan herkes biliyor tarım için ne kadar önemli bir baraj ve evlerimizde kullandığımız su nereden geliyor sanıyorsunuz?
Evet, huysuz ihtiyar 81 yaşında böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Keşan Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 10 Mart 2016 Perşembe günü yaşamını yitirdi.
11 Mart 2016 Cuma günü Çamlıca’da toprağa verildi. Kaymakam, CHP Keşan İlçe Başkanı, parti üyeleri ve Çamlıcalılar katıldı cenazesine.
Cenazesinden sonra sadece Güvenal Koll. Şirketi yetkilileri taziye mesajı yayınladı.
Bir de 1960 yılından mezun olduğu İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) İnşaat Mühendisliğinden sınıf arkadaşları Hürriyet Gazetesinde taziye yayınladı.
Ne milletvekilliği yapmış partisinden ne de partisinin belediye başkanından bir taziye mesajı geldi gazetelere.
Bırakın taziyeyi yaşarken bir okula, bir tesise, bir caddeye bir sokağa ismini layık görmediler huysuz ihtiyarın.
Vefa bizde sadece bir semt adı maalesef.
Ben bu yazıyı Süleyman Sabri Öznal’ın aziz hatırasına, Keşan’a ve Türkiye’ye verdiği hizmetlere karşı minnettar olduğumu Keşan Halkına sunmak niyetiyle yazdım.
Memleketin çok huysuz ihtiyarlara ihtiyacı var.
Nur içinde yat Süleyman Sabri Öznal…