Bizden sonra Keşan'a yine karlar yağacak
Babalar, çocuğuna kardan adam yapacak
Kimi, camın ardından, yağan kara bakarak
Yarın ki umuduna geçmişi anlatacak
*
Kiminin ak düşecek sırmalı saçlarına
Sonbahar düşer gibi ağaç yapraklarına.
Gönüle huzur veren minik kuşlar konacak
Hastane Yolu'ndaki çınar ağaçlarına
*
Son cemre de düşünce Sarıkız'ın kaşına
Gençler yine gelecek şu Şehitlik Parkı'na
Vatan için can veren kahraman Mehmetlerin
Dualar edecekler, o asil ruhlarına
*
Kimi ağaç altında, kimi havuz başında
Kimi de yola bakan camların arkasında
0turarak tertemiz çiçekli masalara
Sohbetin lezzetini katacaklar çaylara
*
Yani bahar gelecek Keşan Sokakları’na
Yeşil yaşmak takacak ağaçlar başlarına
Serçeler,
Bağ Yolu’nda boy veren bademlerin
Türküler yakacaklar çiçekli dallarına
*
Ve haziran ve temmuz..gelince Korudağ’a
İnsanlar koşacaklar Saros’un kollarına
Saros’a gidemeyen binlerce Keşanlı da
Peşkiri serecekler Gemici’nin Parkı’na.
*
Kimileri bu parkı cennete benzetecek
Kuğulara bakarak ona dua edecek
Tahta oturaklarda birkaç bardak çay içip
Söğüt gölgelerinin sefasını sürecek.
*
Minübüsler gün boyu umutlarla dolacak
Bir genç, belki yerini bir yaşlıya sunacak
Yine güneş doğacak bizden sonra Keşan’a
Kararan tüm akşamlar umutla ışıyacak
*
Kimisi kahvelerde pişpirik oynayacak
Kimisi spor ile sanatla uğraşacak
Kimi Değirmentepe, kimi "Yenimacır'da
Kimi de Çamlıbel'de köfteye saldıracak
Kimi de uzun uzun kavakların altında
Daha güzel günlere kadehler kaldıracak
*
Yaşlıların yerini elbet gençler alacak
Keşan'ın her yerinde onlar kanat çırpacak
Kimi ailesiyle, kimi de sevdiğiyle
Keşan Caddeleri'nde kol kola dolaşacak..
*
Fakülte tarafında uçurtmalar uçacak
Öğrenciler elele oyunlar oynayacak
Yedi renkli maytaplar patlarken gökyüzünde
Kardeşçe yaşamanın huzuru duyulacak.
*
Kale’nin zirvesinde sallanacak albayrak
Halay çeken tepeler insanlarla dolacak
Sivritepe yanından geçen otobüslere
Sevda yüklü gönüller mendiller sallayacak
*
Her gönül, peteğinde has balını örecek
Bitmez sanılan ömür anlamadan bitecek
Şahin bakışlı gönlün bütün hücrelerine
İsyansız bir sükutun ağırlığı çökecek
*
Keşan’ıma her gelen bir gün mutlak gidecek
Kimi ocak sönerken kimi ocak tütecek
Ve bir gün, bizim için okunan salah sesi
Yüksek minarelerden semaya yükselecek.
*
Biz musalla taşında beklerken öyle sessiz
Sevenler mahsun mahsun bakınacak, çaresiz
Gezdiğimiz sokaklar, kaldırımlar ve parklar
Kollarını gençlere açacak artık bizsiz
*
Yasa bu; bizden sonra yaşam devam edecek
Keşan, bir manken gibi dört mevsim giyinecek
Kor’un düştüğü yerden çıkan hıçkırıklara
“Hayat budur bi tanem, yola devam! ” denecek.