ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY
Geçtiğimiz günlerde adına “1. Enez Bisiklet Festivali” dediğimiz bir etkinlik yaşadık. “Buna da şükür” diyerek düzenleyip emek verenlere öncelikle teşekkür edelim. Ama bununla “En iyisini biz yaparız” diye övünülecek bir şey(miş) gibi ortaya çıkanlara da bunun övünülecek bir şey olmadığını hatırlatmadan geçmeyelim.
***
“Edirne Seri Festivaller Kralı Sn. Recep Gürkan”ın lütfedip 2022 yılı etkinlikleri çerçevesinde uzaktan kumanda ile Enez için organize ettiği bir festivaldi bu… Katılan bisikletçilerimizin katkıları ve yarattıkları hareket ve görsellik gerçekten Enez’de bir farklılık yarattı. Bisikletçilerden bazıları ile konuştum. Kendileri için yapılan düzenlemeden, güzergâhlarından, konaklama koşullarından memnundular. Sadece turlar süresince bir ambülans hizmetinin de olması gerektiği gibi küçük bir eleştiriyi dile getirenler oldu. Suzan Kardeş Konseri de elbette kalite ve renk açısından yeterli idi. Belediye personeli de özverili ve gayretli idi…
Başka?... Hepsi bu kadar…
***
Enez’in Trakya’ya mal olmuş, Enezi MARKA yapan BALIK festivallerini geçen gün Şevket KURT ile ilgili yazı dizimizde özetle anlattım. Sanal medyanın olmadığı o dönemlerde, festivallerden önce Enez’in gençleri, Trakya’nın ilçe ve kasabalarını tek tek dolaşarak “Afişleme” yaparlardı. O dönemin yerel gazetelerinde günler öncesinden haberler reklamlar yayınlanırdı. Sonuçta nerede, ne zaman ne olacağını öğrenen insanlar 3 gün boyunca Enez’e koşarlar ve esnaf 6 ayda kazanacağını 3 günde kazanırdı. Bisiklet Festivali’nin ne böyle 3 günü dolduracak bir programı, ne de bunu kitlelere ulaştıracak bir tanıtım çalışması yoktu. Bırakın kasabaları Enez Sahili’ne bile gerekli duyuru yapılmadı. Sonuçta 1 nci günü Cuma Pazarı'nın ve konserin de hatırına mütevazi bir kalabalık oluştu. Yasak savma babında nutuklar falan atıldı. “ Sen benim oğlumsun, sen de benim anamsın” türü gevezeliklerle festival sona erdi. İkinci ve 3 ncü günlerde insanları Enez’e yönlendirecek hiçbir etkinlik olmadığı için herhangi bir hafta sonundan daha farklı özel günler yaşanamadı.
***
Açılış günü galiba Edirne Belediye Bandosu müzisyenleri, Meydandaki Açılış Töreni’nde İstiklal Marşı’mızı çaldılar ve sonra otobüslerine binip gittiler. Yahu sadece bir marş çalmak için bu yorgunluğa ne gerek vardı? Gelmişken bir İzmir Marşı bari çalsaydınız. Hatta öğleden sonra bir konser verseydiniz. Gelirken yanınızda ünlü Edirne Roman Halk Dansları Grubu’nuzu da getirmek, Merkez’de ve sahilde gösteriler için 3 gün onları misafir etmek hiç mi aklınıza gelmedi?
Hiç yoksa 1 gününde, daha kapsamlı bir MİNİ KİTAP FUARI açsaydınız da YAZAR diye beni ortaya çıkarmasaydınız? Ali ÇITAK ve Ersin ŞENERLER gibi usta sanatçılarımızın fotoğraf sergilerini açmayı düşünebilseydiniz güzel olmaz mıydı? 1-2 gün önce Edirne’ye kadar gelen yurt içi ve yurt dışı folklor ekiplerinden 1 yada 2 sini Enez’e yönlendiremez miydiniz? Enez’de bisiklete ilgiyi artırmak için hiç yoksa 30-40 çocuğa bisiklet armağan edemez miydiniz? “Bisikletli bir Enez” konusundaki projelerinizi, çalışmalarınızı da paylaşacak bir söyleşi düzenleyemez miydiniz? (Yahu ben neler diyorum, kime söylüyorum?)
***
Sonuçta bence Enez’in yaşadığı eski festivaller açısından bakıldığında hayal kırıklığı yaratan bir etkinlik oldu. O kadar bisikletçiyi buraya taşıyıp 3 gün misafir etmeyi becerebildiniz ama o 3 günü küçük küçük gösterimlerle süsleyemediniz. Cumartesi akşamına bir yerel sanatçı bile getirebilmek aklınıza gelmedi. Bir davul zurna bari olsa iyiydi.
Elbette Recep Gürkan’ın aklından başkasına akıl erdiremeyenler, önem vermeyenler, hatta hiç akla ihtiyacı olmayanlar , üretmeyi, hayal etmeyi bile beceremeyenler için bu “ Adı var kendi yok” Festivali çok bile…
***
Son olarak bu festivalin ardından yağ kokan methiyeler düzenlere bir çift sözüm var; Eğer bu tür anlamsız, bereketsiz etkinlikler gerçekten sizi mutlu ediyorsa buna diyeceğim yok. Bu cehaletinizdendir. Ama işiniz gücünüz Belediye Başkanına hoş görünmek, yani her yapılanı göklere çıkarmak ve içinize sindirmek ise Başkana iyilik etmiyorsunuz. Onun, ama daha öncelikli olarak Enez’in geleceğini düşünüyorsanız daha gerçekçi, daha cesur olun; KRAL ÇIPLAK diye haykırın.
Evet… Enez Belediye Yönetimi’ni hoş görmek, nasihat ve tekdir etmek dönemi artık geride kaldı.. Artık kötek zamanıdır.