Osmanlı’ya doksan yıl payitaht olan kentte
Saray Hamamı denen taş hamamın dibinde
Kesme taşla örülü duvarların içinde
Devasa bir gövdenin çiçekli bahçesinde
Dört ince lâle gibi dört incecik minare
Edirne'nin en hakim yüksekçe mevkiinden
-Sarıbayır adıyla anılan tepesinden-
Uçmaya hazırlanan bir cennet kuşu gibi
Dört ince kanadıyla bakarken gözümüze
Bir kara sevda olup nakşolur gönlümüze
İster külliye’den bak, ister Meriç üstünden
Bu camide gördüğün her zaman dört minare
Sihirli el mi değer, yoksa kendi mi sihir
Edirne’ye girerken olurlar iki tane
Bulutlara uzanan beyaz lâleler gibi
Nereden bakarsan bak, her taraftan şahane
El sallar bu dört lâle diğer minarelere
Örneğin; Eski Cami, Burmalı, Muradiye
Kirazlı, Lâri Cami ve Hasan Sezai'ye
Ve bu camizârdaki bütün minarelere
Hanlara-hamamlara, tarihi köprülere
Çimenlerin üstünde peşrev çeken erlere
Tunca'dan ve Meriç'ten su içen söğütlere
Söğütlerle konuşan bütün şen bülbüllere
Bunların değerini bilen tüm gönüllere
Dev sütunlar üstünde yükselen revaklarla
Revaklara taç olan kubbelerle birlikte
Bu caminin plânı şahanemi şahane;
Her bir minaresinde üçer tane şerefe
Şerefeler üstüne işlenmiş bir çok lâle
Bir lâle fidesinden sarkan lâleler gibi
Şerefeler üstünden göz kırparlar bizlere
Üç ayrı yol bulunur bir tek minaresinde
Mimar Sinan’ın mührü mahfilde ters bir lâle
Selim II' nin ise bir sütünün dibinde
Çinisi, motifleri,.....eşsiz akustiğiyle
Bu camiye diyorlar “Şahane Selimiye!"
Cami avlusundaki mermer şadırvanıyla
Hazreti Süleyman'ın sarayından şahane!
Kurban Bayramınız kutlu olsun…