Eğitim-SEN Edirne Temsilciliği Yönetim Kurulu üyesi Aydın Yıldırım,  yaşadığımız süreçte sendikanın ne anlama geldiğine ve öğretmenler için de Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN)’nin öneminin ne olduğuna dair bir açıklama yayınladı.

Yıldırım’ın , açıklamasında şunlara değindi:

“İsterseniz söze “Sendika Nedir?” diye başlayalım.

Sendika, hak kazanmak, kazanılmış hakları korumak ve artırmak, çalışma koşullarımızı iyileştirmek, insanca yaşayacak maaş, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel hakların sağlanması için son derece önemli kurumlardır.

Öğretmenler içinse sendika, sadece bireysel hakların kazanılmasının değil, aynı zamanda eğitimin niteliğini artırma mücadelesinin de önemli bir aracıdır.

Sendikalar, kapitalist toplumsal ilişkiler içinden, işçi sınıfının mücadelesinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Önceleri işçiler arasında sadece birlik, dayanışma ve yardımlaşma işlevi gören sendikalar, kapitalizmin gelişmesiyle birlikte işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşması nedeniyle, aynı zamanda kapitalizmin yarattığı olumsuzluklara ve eşitsizliklere karşı mücadele etmeye başladılar. Tarihi boyunca sendikalar ücret ve sosyal hakların geliştirilmesinde, çalışma saatlerinin çalışanlar lehine düzenlenmesinde, güvencesizliğe karşı iş güvencesinin sağlanmasında önemli ve etkin roller oynadılar.

ORTAK TALEPLER

Türkiye gibi ülkelerde bireysel olarak hak aramanın çoğu zaman etkisiz kaldığı biliniyor. Sendikaların kuruluşundan itibaren görüldüğü gibi, tek başlarına kaldıklarında zayıf olan emekçiler ancak ortak talepler etrafında birleştiklerinde ve birlikte mücadele ettiklerinde güçlü kazanımlar elde edebiliyorlar. Sendikalar kolektif gücün örgütlü halini ifade etmesi açısından büyük önem taşıyor.

Günümüzde eğitim ve bilim emekçilerinin karşı karşıya olduğu sorunlar, bireysel çabalarla çözülebilecek boyutları aşmıştır.

Örneğin:

Düşük maaşlar ve artan yaşam maliyetleri (kira, beslenme, ulaşım vb.) karşısında mum gibi eriyen maaşlarımız,

Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz çalışma biçimleri,

İlk atama süreçlerinden itibaren sorun yaratan mülakat ve torpil uygulamaları,

Eğitimde artan özelleştirme, piyasalaşma baskısı ve eğitimi dinselleştirme politikalarının artması,

İş yerlerinde yaşanan mobbing, siyasi baskılar, liyakatsizlik ve iş yerlerinde angarya çalıştırma uygulamalarının artması,

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yarattığı ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle uyuşmayan ayrıştırıcı etkiler…

Burada sıraladığımız belli başlı sorunlara karşı etkili bir mücadele ancak eğitim alanında güçlü ve mücadeleci bir sendikal örgütlenmeyle mümkündür.

SENDİKALARDA OLMASI GEREKEN TEMEL ÖZELLİKLER NELERDİR?

Eğitim İş Keşan Temsilcisi Yazla’dan atamalara tepki Eğitim İş Keşan Temsilcisi Yazla’dan atamalara tepki

Sendikalar, seçimlerle oluşturulmuş olan örgütsel yapıları içinde, üyelerinin hak ve çıkarları temelinde karar süreçlerini işleten kurumlardır.

Emekçilerin ve sendikal hareketin bağımsızlığı, güçlü sendikal örgütlülükler yaratmanın ve kapitalist sömürü mekanizmasının altında ezilen işçi ve emekçilerin birliğinin sağlanmasının temel koşuludur. Bu nedenle sınıf mücadelesinin aracı ve zemini olarak sendikalar devletten, sermayeden ve emek düşmanı siyasi partilerden bağımsız olmak zorundadır.

Eğitim Sen, resmi olarak 23 Ocak 1995 yılında kurulmasına rağmen kökleri, Türkiye’de eğitim ve bilim emekçilerinin 1908’e kadar uzanan örgütlenme tarihine dayanır.

Sendikamız, bugüne kadar eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesinin en ön saflarında yer almış, iş yerlerinde ve alanlarda yürüttüğü mücadele ile tanınmıştır.

Eğitim Sen, eğitimin kamusal bir hizmet olarak sunulmasını ve tüm öğrenciler için eşit ve ücretsiz eğitim, bir öğün yemek ve temiz su verilmesini talep etmektedir. Eğitim Sen öğrencilerin eleştirel, sorgulayıcı ve özgür düşünen bireyler olarak yetişmesini savunur.

Eğitim Sen, üyelerinin doğrudan katılımına dayalı bir örgütlenme modeline sahiptir. Her üyenin eşit söz hakkına sahip olduğu, kararların üyelerden tabandan gelen talepler doğrultusunda alındığı demokratik bir sendikal işleyişi benimsemektedir. Eğitim ve bilim emekçilerinin özlük ve sosyal haklarının korunması ve geliştirilmesi, Eğitim Sen’in temel önceliklerinden biridir. İlk atamalardan ücret dengesizliklerine, iş güvencesinden emeklilik haklarına kadar her alanda üyelerinin haklarını savunur.

Eğitim Sen’i diğer sendikalardan ayıran en önemli özelliklerden birisi, mücadelesini sadece ekonomik, mesleki ve özlük sorunlarla sınırlı tutması değil, toplumsal adalet, barış ve eşitlik mücadelesinde aktif olarak yer almasıdır. Sendikamız emekçilerin ekonomik mücadelesinin demokratikleşme mücadelesinden ayrı olmadığına inanmaktadır.

Sendikamız, kadın eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlara özel önem verir ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için politikalar üretir. Kadınlara yönelik şiddet, ayrımcılık ve mobbinge karşı mücadele eder, toplumsal yaşamda kadınların güçlenmesini destekler.

Eğitim Sen, uluslararası sendikal platformlarda aktif rol oynar. Eğitim Sen dünya çapında 34 milyon öğretmenin üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali’nin (EI) Türkiye’den üye olarak kabul ettiği tek sendikadır.

Sendikamız yine Avrupa Eğitim Sendikaları Konfederasyonu (ETUCE) üyesi olan tek eğitim sendikasıdır. Eğitim Sen, ILO ve UNESCO gibi uluslararası örgütlerin öğretmen haklarına dair belgelerini temel alır.

Eğitim Sen’in mücadele amacı, sadece üyelerinin ekonomik, sosyal ve demokratik haklarını koruyup geliştirmek değil, toplumsal sorumluluk bilinciyle, bütün eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik gücü olarak hareket etmektir.

Eğitim Sen’in amaçlarını, grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkının elde edilmesinden, eğitim ve bilim emekçilerinin temel hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye kadar geniş bir çerçevededir.

SİZLERİ EĞİTİM SEN’E, BİRLİKTE MÜCADELEYE DAVET EDİYORUZ!

Türkiye’de dünyanın pek çok bölgesinde yaşandığı ve bilindiği gibi, en gelişmiş ülkelerde bile emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları giderek daha da kötüleşmiş, ücretler düşmüş, iş güvencesi ve sosyal haklar bakımından önemli hak kayıpları yaşanmıştır. Bunun da ötesinde sadece işçi, emekçi hakları değil; tüm halk kesimlerini ilgilendiren parasız eğitim ve sağlık hakkı, sosyal güvenlik vb. anayasalara geçmiş haklarda da önemli oranda tahribat yaratılmış, gerilemeler yaşanmıştır. EĞİTİM SEN, bugüne kadar gelen mücadele sürecinde, emekçilerin haklarının ancak birleşik mücadele ile koruyup geliştirebileceğini savunmuştur.

Sendikamızın örgütlenme ve mücadele süreci, emeğin haklarında ısrar eden, her türlü haksız ve adaletsiz uygulamanın karşısında örgütlü gücüyle duran bir mücadele ile geçmiştir. EĞİTİM SEN, mücadelesi boyunca sadece sendikal hak ve özgürlüklerin değil; aynı zamanda demokrasi, eşit haklar ve barış mücadelesinin de öznesi olmayı benimsemiştir. Toplumun özgür ve demokratik gelişimi önündeki engellerin ortadan kaldırılması için mücadele eden her demokratik platformun içinde yer almış, sermayenin saldırılarına karşı emek hareketinin güçlenmesi için çaba harcamıştır.

EĞİTİM SEN, sadece bir sendika değil, eğitim ve bilim emekçilerinin sesi ve ortak mücadelesinin adıdır. Sizlerin sendikamıza katılması ve güç vermesi eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini daha da büyütecek ve güçlendirecektir.

Tüm öğretmenleri, bilim insanlarını, idari ve teknik personeli, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan meslektaşlarımızı örgütlü mücadelede daha güçlü olmak ve taleplerimizi gerçekleştirmek için Eğitim Sen’e üye olmaya davet ediyorum.