“Mustafa Kemal Atatürk’e sığınmaya hiç ama hiç kalkmayınız”
ERDOĞAN DEMİR
Sol Parti İlçe Başkanı Ali Erol Durmaz imzası ile yayınlanan ve basında yer alan ”Çocuklarımızın Üzerinden elleriniz çekiniz” başlıklı haber ile ilgili olarak AK Parti Keşan İlçe Başkanı Savaş Pekdemir’in verdiği cevap ile ilgili olarak, SOL Parti Keşan İlçe Başkanı Ali Erol Durmaz’da bu açıklamaya cevap verdi.
Durmaz’ın açıklaması şöyle:
“Basın aracılığı ile kamuoyu ile paylaştığımız “Çocuklarımızın Üzerinden Ellerinizi Çekiniz” başlık basın açıklaması ile geleceğimiz olan çocuklarımızın AKP-MHP iktidarı döneminde nasıl bir tehdit altında olduğuna dikkat çekmiştik. Ancak AKP ilçe başkanı “yavuz hırsız” misali konuyu öylesine çarpıtmış ki, ya okuduğunu anlamıyor, yada algı operasyonu ile halkı kör ve sağır, kendisini çok akıllı kisvesinde göstermeye çalışıyor.
Sayın Pekdemir bir kez daha açıklıyoruz. "4-10 yaş arasındaki çocukların bilişsel gelişimleri henüz soyut kavramları derinlemesine sorgulayacak düzeyde değildir. Onların bu dönemdeki temel ihtiyacı, oyun, sosyal gelişim ve somut deneyimlerle öğrenmedir. Kuran kurslarında ezber odaklı bir eğitim, pedagojik olarak uygun olmayan soyut kavramlarla erken tanışma ve bilişsel kapasiteyi zorlama riski taşır. Gerçek anlamda soran ve sorgulayan nesiller, baskıdan uzak, meraklarını destekleyen, eleştirel düşünce yöntemlerini öğreten ve bilişsel gelişimlerine uygun eğitim ortamlarında yetişir. Bu bilimsel bir gerçekliktir. Erken yaşta yoğun dini eğitim, sorgulamayı teşvik etmek yerine, otoriteye dayalı bilgiyi sorgulamadan kabullenme eğilimini güçlendirebilir." Dedik bunun nesini anlamadınız ki? Kalkmış bize “Kur’an öğretmek suç mu” diye soruyorsunuz. Hayır değil ama bu çok ucuz bir siyaset yapış tarzı. Biz Kur’an öğretilmesine de insanların özgürce ibadetlerini yapmalarına da karşı değiliz. Biz sermayesi din olan ve halkı bununla kandırıp sömüren ve hegemonyası altında orta çağ karanlığında yaşatmaya çalışan anlayışa karşıyız. Bunun panzehiri de sizin çok korktuğunuz ve ülkemiz geçmişinden silmek istediğiniz bilim ve laikliktir. Kaldı ki; Bu kurslarda görev yapan öğreticilerin pedagojik formasyonlarının ve erken çocukluk dönemi gelişim özelliklerini bilme yeterliliklerinin olmadığı da bilinen bir gerçekliktir.
Cevabını merak ettiğimiz bir soru; AKP öncesi 4-10 yaş arası Kur’an Kursları yoktu. Bu günün dedesi-ninesi, annesi-babası olan insanları dinsiz olarak mı niteliyorsunuz?
Ayrıca bugün AKP’nin açılmasına izin verdiği bu kurslarda ve tarikat yurtlarında istismar ve tecavüze uğrayan ve mahkeme kayıtları ile sabit olan yüzlerce çocuğumuz ile ilgili de bu güne kadar hiç bir açıklamanız olmadı. Yine 30 Kasım 1925 yılında yürürlüğe giren Tekke ve Zaviyelerin kapatılması dair 677 sayılı yasa ile faaliyetleri yasak olan ve bu yasaya göre yasa dışı suç örgütü görünen tarikat ve cemaatlerin bugün AKP iktidarı eliyle devletin tüm dokularına yerleştirilmesi ile ilgilide bir açıklamanız olmadı.
Diğer yandan ülkemizde ilkokul dördüncü sınıfından, lise son sınıfa kadar “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi mevcuttur. Bu dersler pedegojik formasyon almış ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara atanmış öğretmenler tarafından verilmektedir. Bunun neresini eksik görüyorsunuz ki 4 yaşından itibaren kur’an kursları başlatıyorsunuz?
Sayın Pekdemir şu gerçeği artık görün! Ülkeyi yönetemiyorsunuz! Bütün politikalarınız iflas etti. Gerici ve karanlık rejiminizi kalıcı kılmak için baskı, şiddet ve yargı sopasından başka bir dayanağınız kalmadı. Halk nazarında hiçbir meşruiyetiniz kalmadığından okyanus ötesinden meşruiyet devşirme çabasındasınız.
23 yıllık iktidarınız döneminde ne hale getirdiğiniz ülke gerçekliğimize hep birlikte bakalım:
Sağlık; Yerlerde sürükleniyor. Bir gün sonrasına randevu bulabilene aşk olsun.
Eğitim; Başında “MİLLİ” sözcüğü olan iki bakanlıktan biri ama “Dindar ve Kindar” nesil yetiştireceğiz iddiası ile AKP iktidarında 10 bakan, 18 müfredat programı değiştirilmiş.
Tarım; İlkokul yıllarımızda “Dünyada tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz” derdi öğretmenlerimiz şimdi saman balyasını bile dışarıdan alıyoruz.
Hukuk ve Adalet; Gün ışığında fener ile aranır vaziyette.
Ülkemizin diğer sorunlarına gelince;
22.104 liraya mahkum edilmiş asgari ücretliler,
16.881 lirayla yaşamaya mahkum edilmiş milyonlarca emekli,
Haraç- Mezat satılan tüm Cumhuriyet kazanımları ve değerleri, fabrikalar. Kamu İktisadi Teşekkülleri. Yer altı, yer üstü zenginliklerimiz, ormanlarımız, zeytinliklerimiz, tarım topraklarımız, meralarımız, limanlarımız, hazine arazilerimiz ve daha nice ulusal değerlerimiz hala da satılmaya devam ediyor. Orman yangınları, sel baskınları, depremler tüm sonuçları ile ortada.
Ancak iktidar “İTİBARDAN TASARRUR ETMİYOR” Binlerce koruma ordusu, debdebeli saray hayatı, araç ve uçak filoları. 23 yılda yarattığınız ülke gerçekliği işte bu.
Hele hele “AK Parti Türkiye’nin ta kendisidir” söyleminiz son derece absürt bir söylemdir. Temsil noktasında olduğunuz siyasi anlayış. Kuvayi milliye ve Atatürk düşmanıdır. “Keşke Yunan Galip Gelseydi.” Diyen Kadir Mısıroğlu ayranı ve destekçisidir. Kurtuluş Savaşına karşı olan bu anlayış Türkiye’nin nasıl ta kendisi olabilir?
İki ayyaş dediğiniz insanların kurdukları Cumhuriyet ile yıllardır kavgalı olduğunuz, Cumhuriyeti tüm değerleri ile ortadan kaldırmaya çalıştığınız görünen ve bilinen bir gerçekliktir. Hele hele halkın hafızasından yarattığı tüm değerleri ile birlikte yıllardır silmeye çalıştığınız ama başaramadığınız ve başaramayacağınız Mustafa Kemal Atatürk’e sığınmaya da hiç ama hiç kalkmayınız.”




