Facebook’ta üye olduğum grupları karıştırırken ENEZ SİYASET AKADEMİSİ başlıklı bir gruba rastladım. Galiba 2016’da oluşturulmuş. İyi niyetli bir düşünce olmasına rağmen rağbet görmemiş. Yapılan az sayıda paylaşım ile daha çok etik değerler üzerinde durulmuş. Keşke rağbet görseydi ve bilgilendirici, yönlendirici, örgütleyici bir görevi yürütebilseydi. Çünkü, Enez’de ve hatta ülkemizin her köşesinde “Siyaset yapıyorum” diyen herkesin, öncelikle siyasetin ne olup ne olmaması gerektiğini öğrenmesi lazım..

***

Atatürk’ün subay adaylarına “Asıl mektep kıt’adır” dediği gibi siyasette de asıl mektep siyasi partiler ve siyasi arenalardır. Okullu olmak elbette çok önemlidir, ama yetmez. Buradan yola çıkarak benim gibi fiilen 43 yıldır fiilen siyaset içinde olan birinin siyaset ve siyasetçilere söyleyebilecekleri bir şeyler olmalıdır. Örneğin ben; siyasetin her alanda, her kes tarafından yapılmasının yanlış ve ayıp bir şey olmadığını ancak özellikle kamuda siyasi görüşlerin belirleyici olmaması gerektiğini savunurum. Kaldı ki her kişi ve kuruluşun ister istemez tuttuğu bir siyasi yol ve hedef vardır. Örneğin bir esnaf örgütünün AVM’leri savunmasını elbette düşünemezsiniz. 

***

Dilerim Enez Siyaset Akademisi Grubu işlevsel hale gelir ve yararlı olur. O nedenle önceliklerini ve sürdüreceği programı belirlemelidir. Bence ilk belirlenecek ve üzerinde düşünülecek olan “Enez’de siyasi parti var mıdır, yok mudur?” sorusunun yanıtıdır.  Kağıt üzerinde elbete buna “Yoktur” diyemeyiz. Ama gerçek öyle mi? Enez’de siyasi partilerin varlığını gözlemleyebildiğimiz her hangi bir etkinliklerini, gayretlerini, partilerinin görüşlerini bizlere anlatacak toplantılarını izleyebiliyor muyuz? Yerel yönetim seçimlerinin üzerinden birbuçuk yıl geçmişken yapılan, yapılamayan vaadler, hizmetler ortadayken özellikle ülkenin birinci partisi AKP’den niçin hiç ses çıkmaz? Çünkü kağıt üzerinde olsalar da aslında yokturlar.

***

Siyaset bir hizmet yarışı kavramıdır. Gerekli, onurlu, fedakarlık isteyen bir uğraştır. Bilgi ister, görgü ister, gördüğünü anlamak ve yorumlamak ister, deneyim ister, elbette tahsil ister. Türkiye siyasetinde ek olarak yürek de ister. Siyaset hem siyasi partilerde hem de siyaset dışında yapılabilir. Eğer bir siyasi parti üyesi iseniz, çok sert ve acımasızca da olsa fikirlerinizi, eleştirilerinizi, tepkilerinizi parti çatısı altında söylemek yada göstermek zorundasınız. Kol kırılmalı ama yen içinde kalmalıdır. Partinizin üst kademelerine, tüzüğüne ve disiplin kurallarına uymak zorundasınız. Ya da parti üyesi olmasanız da siyasetle ilgileniyorsanız öncelikle kendi dünya görüşünüzü, ideolojinizi irdeleleyip ve fikirlerinizi, önerilerinizi, eleştirilerinizi buna göre ortaya koymanız gerekir. İdeolojiye dayanmayan ve birbiri ile çelişen söylemler fikir değil gevezelikten başka bir şey değildir. Böyle bir ideolojiniz yoksa susmak sizin için en iyisidir.

****

Örneğin ben hiçbir siyasi partiye üye değilim. Ama bu gün için sosyal demokrat düşüncenin, benim savunabileceğim bir ideoloji olduğunu düşünüyor, ona göre yazılarımı yazıyor, ona göre öneriler getiriyorum. O nedenle ben -Örneğin- bir kişinin “Ben CHP’liyim” demeden önce “Ben sosyal demokratım” demesi lazım geldiğine inanıyorum. CHP’lilerin “Sosyal Demokrasinin evrensel kurallarını” bir an önce öğrenmeleri ve bu kuralları içselleştirerek, öncelikle kendilerini bu ideolojiye göre yetiştirip, dizayn etmelerinin lazım geldiğini düşünüyorum. Sonrasında da parti çalışmalarını bu yönde sürdürmeleri ve diğer partilerden niye farklı olduklarını bu kurallar üzerinden anlatmaları gerektiğine inanıyorum..

***

İyi ama, örneğin Edirne’de belki birkaç basın toplantısı yapmak dışında CHP’nin halka ulaşan bir örgüt çalışması var mı? Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 2’nci Yüzyıl Beyannamesi’nde sınav yapsam -İl başkanı dahil- kaç yönetici sınıfı geçer? Yahu, hiç yoksa, bu bildiriyi partinin ya da kendinizin WEB sayfalarınızda yayınlamak ya da öncelikle kendinizi ve yöneticileri bu konuda eğitmeyi düşünmek gibi bir çabanız niye yok?

Neyse okumamak ta, anlamamakta inat etseniz de ben yazmaya devam edeceğim.. Bir dahaki yazı konusu “SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİK NEDİR, SOSYAL DEMOKRAT BİR BELEDİYE BİR PARK YAPARKEN HANGİ YOLU İZLEMELİ?” 

Umarım ilginizi çeker.

ENEZ MEKTUBU - Ulaş Demiray