Yerli ve Milli Parti Edirne İl Başkan Mesut Ağırbasan ile Keşan İlçe Başkanı Orhan Koz, dün gazetemize bir teşekkür ziyareti gerçekleştirdi.
Ağırbasan ve Koz İlçe Kongresi’ne gazetemizin verdiği önem nedeniyle teşekkür etti.
Ziyarette Türkiye gündemi ile de görüşlerini açıklayan Ağırbasan, çiftçi, emekli ve esnafın durumunun çok sıkıntılı olduğunu belirterek;
ÇİFTÇİ YETERİ KADAR MAĞDUR
“Buğday taban fiyatı 9.250 TL olarak açıklandı. Ama buğdayın maliyeti 10.87 olarak Ziraat Odaları tarafından açıklanmıştı. Şu an çiftçi, hiç olmadığı kadar mağdur bir durumda. O açıklanan fiyatlarda hiç bir zaman alım yapılmadı. Özel sektör tarafından şu an 7-8 TL arası buğday alınıyor. Ben de çiftçi çocuğuyum, şu an mazot 45 lira oldu ve buğday 8,5-9-10 liraya satılıyor. Açıklanan taban fiyat çok komik. Ayrıca gübre ve ilaç fiyatlarını diğer girdileri yani onları düşünmek bile istemiyorum.Bunlarda da %50 %100'lere varan zamlar gelmiş, yani çiftçi bu yıl olduğu kadar hiçbir yıl mağdur edilmedi. Diğer ürünlerde ay çiçek yani Trakya ayçiçeği cenneti bir topraklara sahip, bu yı yağmur da fazla yağmadı. Bir de dışarıdan alınana ürünler var. Bu her yıl yapılıyor, yani bu yıla mahsus değil. Şimdi örneğin Ukrayna'dan buğday getiriliyor. Çiftçiye vermemiz gereken bu paralar yabancı çiftçilere gidiyor. Bunun yerine bizim çiftimiz gerçekten desteklemeli, göstermedik desteklemelerle değil, mesela mazot ne kadar onun yarı fiyatına çiftçiye bir kere mazot desteklemesi değil, devamlı yapılmalı. Gübre desteklemesi devlet tarafından yapılmalı ve devamlı yapılmalı öyle bir kere iki kere göstermelik değil. Atatürk Osmanlı'nın borçlarını tarımla ödedi yani bu göz önüne alınmalı. Biz tarım cenneti bir ülkeyiz. 20'den fazla Ziraat Fakültemiz var, bizim bir sürü tarım kuruluşlarımız var. Tohumu bile hala biz İsrail'den alıyoruz, yani biz bunları dışarıya bir tohum üretip satabilecek kapasitedeyiz. Neden çiftçi, tarım bu duruma düşürüldü. Esnaf yine aynı durumda, emekli 12.500 TL maaşla geçinmeye çalışıyor. Emeklinin durumu cidden çok kötü, biz çok zengin bir ülkeyiz. Ama bunun kıymetini ve değerini bilemiyoruz” dedi.
İKTİDAR OLACAĞIMIZA İNANIYORUM
Ağırbasan, parti genel merkezinde 33 kişilik bir heyet olduğunu ve her konuda çözüm üretebilecekleri bir kadroya da sahip odluklarını, Türkiye ekonomisinin çok zor durumda olduğunu belirterek “Biz halkın umudu olmaya geliyoruz. Teoman Mutlu, başkanlığında iktidar olacağımıza inanıyoruz. 33 kişilik kadro içerisinde 5 kişi tarım ile ilgili ve bilgili kişiler. Atatürk tarımla Türkiye’nin borcunu ödemiştir. Şu anki tarım politikaları çiftçiyi ve tarımı bitirmiştir. Biz bunu tekrar şaha kaldıracağız. Proje üreten 5 kişilik profesör, ziraat mühendisi çok güçlü bilirkişi kadromuz var. Ayrıca ekonomi ile ilgili teknoloji ile ilgili birikimlerimiz var. Biz çok zengin bir ülkeyiz. Maden faciası ile % 98’inin yabancılara verildiği ve % 2’sinin bize kaldığını görüyoruz. Maden kanunları tekrar gözden geçirilmeli. Biz maden cennetiyiz, tarım cennetiyiz. Bizdeki bu olanaklar başka bir ülkede olsa şu an dünyanın 1 numarası oluruz. Biz bile bile, tarımda ekonomide 22 yıldır AKP eliyle resmen ülke çöküşe sürüklenmiştir. Biz profesyonel kadrolarımızla bunların elden geçireceğiz. Limanlar konusu çok öneml, limanlar para basıyor. İthalat, ihracat rekorları kırılıyor. Bu paralar vergiler nereye gidiyor? Bunun birilerinin sorması gerekir. Bir de gelir getiren bir sürü fabrikalarımız satılmış. Ekonomi şaha kaldırmak için halkın refahını yükseltmek için profesyonel kadrolarımızla çözüm çalışması yapılıyor.” şeklinde konuştu.
EMEKLİ MAAŞI GASP EDİLDİ
Ağırbasan emeklinin hakkının gasp edildiğini de belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü. “Emekliden başlayalım, emekli kendi maaşından peşin ödediği bir parayla maaşını alıyor. Şu anda devlet tarafından emeklinin hakkı gasp edilmiş. 2008 yılında çıkan kanunla bu emeklinin maaşı sürekli düşmekte. Kendilerine göre çıkardıkları Kanun Hükmündeki kararnamelerle emekli mağdur edildi, halk mağdur edildi. 2008 yılındaki durumlara geri gelinirse en düşük emekli 29 bin TL maaş alırdı. Ama devletin yaptığı politikalarla 12.500’TL’ye mahkum edildi. “
ATATÜRK OSMANLI’NIN BORCUNU TARIMLA ÖDEDİ
Atatürk’ün Osmanlı’nın borcunu tarımla ödediğini belirten Ağırbasan, “Çiftçiye gelirsek alım garantili bir devlet politikası izlenmeli.Çiftçi üretiyor, malını satamıyor. Girdisi çıktısı, zarar ediyor. Çiftçi devlet eliyle desteklenmelidir. Yarı fiyatına mazot verilmeli gübre desteği verilmeli, ilaç desteği verilmeli. Çiftçinin girdisini azaltırsa ancak çiftçiyi refaha ulaştırabilirsin. Alım garantisi vereceksin. Atatürk tarımla Osmanlı’nın borcunu ödemiş. Biz şu an bu teknoloji ile dünyanın bir numarası olabiliriz.
AŞI ÜRETİMİNE SON VERDİK
Ağırbasan aşı üretimine son verilmesininde yanlı olduğunu vurgu yaparak konuyla ilgili şunları söyledi “Aşı üretirken aşı üretimini kapattık ve dışarıdan aşıya muhtaç kaldık. Biz dışarıya aşı satarken şimdi dışarıdan aşı alan hale geldik. Onların aşılarına da ne kadar güvenilir, her alanda bir sıkıntı var.
Şu anda Türkiye olarak Ukrayna’dan buğday alıyoruz, pamuk alıyoruz Yunanistan’dan , şeker alıyoruz Amerika’dan. Bizim şeker fabrikalarımız kapatıldı. Tekel’imiz satıldı. Tütünü dışarıdan alıyıoruz. Devlet eliyle tekrardan yapılandırlılabilir. Bunlar çok basit şeyler.
AYÇİÇEĞİ TABAN FİYATI EN AZ 25 YIL OLMALI
Her yıl buğdayla ayçiçeği arasında yarı yarıya fiyat farkı oluştuğunu da belirten Ağırbasan, “ Ben de bir çiftçi çocuğu olarak şu andaki girdileri düşünürsek, mazot maliyetinin 45 TL olduğunu düşünürsek, ayçiçeği taban fiyatı 25 TL’den aşağım olmamalı. 25-27 TL arasında olması gerektiğini düşünüyorum.
Esnafla ilgili şu anda normal piyasadaki bizim vatandaşımız bizim esnafımızdan çok alışveriş yapmadıkları söylenemezi Dışarıdan gelen Yunanlı turistlerimiz geliyor. Keşan’a ve Edirne’ye gelenlerin yaptığı alışverişle esnaf çarkı döndürmeye çalışıyor. Esnaf her gün içeriye gidiyor. Kiralar çok pahalı, gelir ve gideri ayarlayamıyıor esnafımız. Çünkü düzenli bir satış yok, insanlar önce gıdasını düşünüyor. Giyimi düşünmüyor, artık boğaza vurduğu zaman bir şeyle insanlar giyimden vazgeçer ve gıdaya önem veriyor. Esnafın durumunu düzeltmek için emeklinin, memurun, işçinin durumunu düzeltmek gerek ki esnafta para kazansın.”
TÜİK’E KİMSE GÜVENMİYOR
Ağırbasan, TÜİK’e kimsenin güvenmediğini belirterek “TÜİK için kaç defa soru önergeleri verildi, sepette neler var diye ama cevap verilmedi. Bir sürü soru işareti var açıklanan rakamlarda. Kimse inanmıyor, enflasyon sepetinde neler var. TÜİK’in verilerine artık kimse inanmıyor, inandırıcılığı da kalmadı.” Dedi.
SİZİN KÖŞE YAZINIZA KESİNLİKLE KATILIYORUM
Ağırbasan, gazetemiz Yazı işleri Müdürü Erdoğan Demir’in geçtiğimiz günlerde yazdığı “Taban Fiyat Tüccara da Uygulanamaz mı?” başlıklı yazı ile ilgili olarak da şunları söylerek açıklamasını tamamladı. “Sizin bu düşüncenize katılıyorum. Taban fiyat, ürünü kim alırsa alsın uygulanacak fiyattır. Bu nedenle de ister hükümet isterse tüccar ürünü alırken bu fiyatın uygulanması gerekir d,iye düşünüyorum”
KOZ, “TÜRK EKONOMİSİ ÇOK KÖTÜ DURUMDA
Yerli ve Milli Parti Keşan İlçe Başkanı Orhan Koz, “Esnafın ve çiftçinin durumu çok kötü, şu anda yani Türkiye'ye nüfusunun %50'si çok kötü durumda, belki daha fazlası ama %50 diyebiliriz. Çiftçi, emekli ve esnafımızında durumu içler acısı. Emekli 12.500 TL emekli maaşı alıyor. Eğer emeklimiz ay sonunu bu şekilde getirmeyi başarması düşündürücüdür.
Devlet çiftçinin girdilerini azaltabilrse, çiftçi nefes alabilir. Ama çiftçiyi öldürmek istiyorsan bu şekilde devam edilirse çiftçi artık bu işi yapamayacak hale gelir. İşçi Türkiye ekonomisinin hemen hemen % 30’unu karşılıyor. Daha eline maaşı geçmeden vergisini ödüyor. Bu büyük bir rakam. İşçi bu yaşadıklarım ile çok zor durumda bulunuyor. Vergi dilimlerinde indirimler yapılsa, olanaklar sağlansa hem işçi hem de küçük esnaf rahat bir nefes alacaktır. Vergi indiriminden çok extra vergiler çıkıyor. Vergi miktarları arttırıldı. 17.002 TL asgari ücretle çalışan, ev kirasını mı ödyecek, sağlıkla ilgili harcama mı yapacak ve çocuklarının eğitimini mi saplayacak. Asgari ücretin mutlaka artması gerekir.”şeklinde konuştu
TÜİK GERÇEKLİĞİNİ YİTİRDİ
Türkiye’de enfalsyonu belirleyen TÜİK’e kimsenin güvenmediğini belirten Koz, “TÜİK’te her Haziran ayında enflasyon acaip bir şekilde düşük çıkıyor. Bunun sebebi de Temmuz ayında emekli ve memura yapılacak artışın düşükolmasıdır. Çünkü Haziran ayındaki enflasyon oranı baz alınarak bu maaşlara artış gerçekleşmektedir. TÜİK güvenirliğini yitirmişti. Kimse inanmıyor.”