ERDOĞAN DEMİR
DSİ emekli Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin Erkin, Edirne ana su kaynağı olan Meriç nehri; Tunca, Arda, Meriç, Ergene ve Kızıl Nehir den oluşan Meriç Nehri ana kolu olarak yılda ortalama olarak 8 milyon m3 suyun Saros Körfezine taşındığını belirterek yazılı bir açıklama yaptı.
Erkin’in açıklaması şöyle;
ERGENE VADİSİ CANLILARA ZARAR VERMEKTEDİR
Erkin, Bulgaristan dan gelen Meriç kolu kısmen kirli, Ergene nehri ise 4. Sınıf kirli konumda Meriç ana koluna karışmakta olduğunu belirterek “Ergene vadisindeki yeraltı suyunu kullanan gayri nizami sanayi tesisleri bu suları kirletip Ergene Nehrine deşarj etmeleri sonucu 45 yıldır Ergene vadisi doğal yapısına başta insanlar olmak üzere canlılara telafisi mümkün olmayan zararlar verilmektedir. Şimdi de Meriç Nehrinden sanayi suyu alınmak istenmektedir. Bunu kurumda çalıştığım yıllarda bende destekliyordum. Lakin maalesef sanayi kesimi para harcamayıp herşeyi devletten beklemektedir. Ne yazık ki hükümetlerde sanayiciyi diğer sektörlere göre kayırdığından sanayici de elini taşın altına solmayıp gerektiğinde çevreye ve insan yaşamına zarar verecek uygulamalara göz yumulmaktadır. Bunun canlı örneğini de 45 yıldır Ergene kirliliğini yaratan sanayi bölgemizde yapılan uygulamalardan görüyoruz.” Dedi.
SANAYİ TESİSİLERİNİN ÇOĞU ARITMA İŞLEMİ YAPMIYOR
Özellikle yeraltı suları çekilerek proses işlemleriyle kirletilip sözde arıtma yapılarak Ergeneye deşarj edildiğini de belirten Erkin açıklamasına şu sözlerle devam etti. “Yeraltı suları aşırı seviye düşümü yaşamaktadır. Bu yüzden kurumda çalıştığım yıllarda hazırladığımız proje ile yeraltı suları yerin sanayicilerin ihtiyacı olan suyun Yoncalı Barajından karşılanması düşünülmüştü. 2007 yılında Çerkezköy – Çorlu hinterlandın da ki sanayi tesisleri için uygulama projesi DSİ tarafından hazırlanan Yoncalı Barajı inşası için sanayiciler ile protokol da yapılmıştı. Lakin masraf olur düşüncesiyle sanayiciler barajın yapılmasından vazgeçtiler. Bütün gelişmiş ülkelerde sanayi proses suları geri dönüşüm amacıyla işlemlerden geçirilerek birçok proseste kullanılarak hem su tasarrufun yapılmakta hem de tesise ekonomik katkı sağlamaktadır.
Maalesef Çerkezköy – Çorlu – Lüleburgaz hinterlandında ki sanayi tesislerinin çoğu arıtma işlemlerini yapmadığı gibi atık suların geri dönüşümünden de yararlanmamaktadır. Ergene Kirliliğini çözmek için mevcut arıtmaların çalıştırılması hatta ileri arıtma sistemlerine dönüşmesi gerekirken, arıtıldığı söylenen atık suların ‘’Marmara Denizine Derin Deşarj Edilmesi Projesi’’ yapıldı. Lakin oluşturulan yeni arıtma tesislerine fabrika bağlantılarının yapılmadığı için derin deşarj sistemin çalışmadığı söyleniyor.”
ERGENE KİRLİLİĞİ BAŞEDİLEMİYOR
Erkin, maalesef Ergene’nin de aynı kirlilikte aktığını belirterek açıklaması şöyle devam ettirdi. “Ergene Kirliliği ile baş edilmiyor, edilemiyor. Müzminleşen Ergene Kirliliğine bölge insanları ve bölge doğal yapısı alıştı gözüyle bakılıyor.
Şimdi de yeraltı suları dibe vurduğu için DSİ yatırımı olarak Meriç nehrinden su getirme projesi peşindeler. Buda yapılsın lakin yıllardır suya hasret yamaç araziler başta olmak üzere sulanacak tarım arazileri dururken, maliyeti 25 milyar TL den fazla olacak bir projenin sanayiciler için yapılması, adaletsizlik ve hak edilmeyen bir projedir. Çünkü bu sanayiciler yüzünden Ergene Vadisi telafisi mümkün olmayan zararlara uğramıştır. Bu bölgenin kayıplarını kim ödeyecek? Hiçbir ülkede böyle bir zarar verecek sanayileşmeye izin verilmemiştir.
İklim değişikliği ve kuraklık giderek sulu tarımı olumsuz etkilerken, sanayi tesisleri için tarımı unutup Meriç Nehrinden sanayi suyu teminini öne çıkarmak bölge tarımına verilecek en büyük zarardır. Sanayiciler bu projeyi kendileri finanse ederek yapmalıdır.”
SANAYİ TESİSLERİNE ÇAKMAK BARAJINDAN ALINMASI PLANLANMIŞTIR
Sanayi tesislerine alınacak suyun mevcut Çakmak Barajı su alma bölgesinden planlandığını belirten Erkin açıklamasını şu sözlerle tamamladı. “160 km mesafeden 3m çaplı borular ile 7,5 m3/s su debisi ile yılda 227 milyon m3 su Meriç’ten çekilecektir. Su alma yerinin Çakmak Barajı su alma bölgesinden daha aşağıya alınması tercih edilmeli. Tarımsal sulamanın Edirne ve Trakya arazileri için nekadar önemli olduğu çok açıktır. Bu arazilerin en yüksek noktası ortalama denizden yüksekliği 70 m dir. Anadolu da birçok sulama şebekesinde bu yüksekliğin üstünde pompaj sulamaları çok fazladır. Kaldı ki Trakya arazilerinin sulama verimleri çok daha yüksektir. Bu yüzden Bölgemizde ki DSİ sulama projelerinin ülke ekonomisine katkıları çok daha fazla olacaktır. Bölgemizin bu önemeli avantajı görmezden gelinip, bu avantaj sanayi sulamasına tercih edilmemelidir. Su kaynağı yönünden iyi bir su yönetimi ile tarımsal sulama öncelikli olarak Meriç başta olmak üzere su kaynaklarımız her sektöre yetecektir. Meriç Nehrinden sanayi için düşünülen projeye harcanacak para ile Edirne’nin sulama yatırımlarının tamamına yakını bitirilebilir. Geç kalınmış bölge sulama yatırımlarının biran önce bitirilmesi ile bölge insanına azda olsa vefa borcu ödenmiş sayılır.”





