* Sahiller halkındır dediniz, ilk işiniz sahilleri kiralamak oldu
* Akrabalarınızı işe sokmak için mi 5 yıl belediyeyi beklediniz?
* Malzemesi valilikten, işçilik ve makine belediyeden olan kaldırımlar için milyonları neden sokağa attınız?
* Recep Gürkan’ın yeğeni ve partili ortaklarına ihalesiz büfe verildi mi?
* Atatürk heykelinin önünü neden minibüslerle kapattınız?
* Helvacıoğlu’nu ve AK Parti’yi eleştiren gazeteciler, ertesi sabah belediyede işe girdi
Keşan ROM-DER Başkanı Fahrettin Savcı, gazetemize yaptığı açıklamada, Keşan Belediyesi’nin 5 aylık sürecini değerlendirirken; “Gömleğin düğmeleri baştan sona yanlış iliklendi” dedi. Keşan Belediyesi’nin, sermayeye peşkeş çekildiğini iddia eden Savcı, CHP’nin, AK Parti’yi ne ile eleştiriyorsa, Keşan’da aynısının bir fazlasını yaptığını söyledi
Keşan ROM-DER Başkanı Fahrettin Savcı, sosyal medya üzerinden dile getirdiği iddia ve söylemlerini Medya Keşan’a anlattı.
“SAHİLLER HALKINDIR DEDİLER, YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ İHALE AÇTILAR”
Sözlerine Keşan’da yaşayan Keşanlılar olarak, hem Keşan ROM-DER’in ve federasyonun başkanı hem de siyasi bir kimliği olması nedneiyle, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ı ve meclis üyelerini tebrik ederek, başarılar dilediğini, makamına da bizzat gidip hayırlısı olsun temennisinde bulunduğunu söyleyerek başlayan Fahrettin Savcı, “Sayın Mehmet Özcan ve meclis ekibine Keşan halkı güvenerek, karşı rakip Mustafa Helvacıoğlu’na 4 bin küsür bir oy farkı ile güvenoyu verdi. Keşan halkı, Sayın Özcan’a; -Biz size güveniyoruz, siz bu işi daha iyi yaparınız. Sizden beklentiniz bize yapabildiğiniz en iyi hizmeti yapın, hizmetin en rahatını nasıl ulaştıracaksanız yapın- dedi. Lakin gömleğin düğmelerini yanlış iliklemeye başladığında sonuna kadar yanlış gider” şeklinde konuştu.
Savcı; “İlk düğme sahillerin kiralanma usulü ve bununla ilgili de yangından mal kaçırır gibi ilk icraatlarının bu anlamda yapılması. Belediye Başkan Yardımcısının muhasebe müdürünün ihaleye girmesi, Mehmet Özcan’ın da ondan habersiz olarak başka birinin ihaleye sokulması, sonra da ihalenin CHP İlçe Yönetim Kurulu üyesine kalması. Daha önce siz belediye meclis üyeliği zamanında Mustafa Helvacıoğlu’na sahiller halkındır, kiralayamazsınız diye eleştirdiniz. Bir de bunu siz kendinize buradan rant sağlarsınız diye eleştirdiniz. Ama sonradan bakıldığında sahil CHP İlçe Yönetim Kurulu üyesine ihale edildi. Bu yer sonradan ona da kalmadı. Bu yer neden sonradan -ki bu bana göre siyasi bir adapsızlık ve usulsüzlüktür- neden kendisine kalmadı? İhale neden iptal edildi. Sonradan ikinci ihaleye çıkılacak mı? Bu yer ihale sonrası pazarlık usulüyle mi verilecek? Bu yerlerle ilgili kafalarda neler planlanıyor? Bu yerlerle ilgili ileriye dönük akçeli işlerle ilgili planlamalar var mı?” dedi.
“1. DERECE AKRABALAR İŞE ALINDI MI?”
Bu yanlış düğmeleri tek tek anlattığında, bunların Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaşam biçimiyle, felsefesiyle uyuşmadığını hep birlikte göreceklerini belirten Savcı; “Recep Tayyip Erdoğan için yandaşlarını zengin ediyor, 5li çeteler var diyorlar. İhaleye soktukları ya da sokmak istedikleri adamlar kimin çeteleri? Siz 5 yıl Cumhur İttifakı belediyesini eleştirdiniz de bir tane belediye başkanı ya da meclis üyesi yakını işe almış mı? Siz daha geldiğiniz gibi meclis üyelerinin, il genel meclisi üyelerinin çocuklarını işe aldınız. Bu da kamuoyunda dakika 1 gol 1 intibası uyandırdı. Mademki senin çocuğunun veya ailenin işe ihtiyacı vardı, o zaman sen niye meclis üyesi, il genel meclisi üyesi oldun? Cevap hakları var. Belediye meclis üyesi çocuğunu belediyeye soktu mu? Kimse başını kuma sokmasın. Bunlar bugün gazetede çıkar, yarın unutulur demesinler. Benim derdim Mehmet Özcan ile CHP ile değil. Ben daha önceki belediyeyi de tıpkı şu anki gibi yerel basın ve sosyal medya aracılığıyla eleştirdim. Ben doğrudan yanayım. Sırtında akrep var demem, benim onların düşmanı olduğumu göstermez. Biz hepimiz abi kardeşiz. Ama yanlışlarını da söylemezsek, hatalarını kabul etmiş gibi oluruz. Onların hataları bizim doğrularımızmış gibi olur o zaman. İl Genel Meclisi Üyesinin çocuğu işe girdi mi, girmedi? CHP Yönetim Kurulu üyesi işe girdi mi, girmedi mi? Siz sanki belediyeyi 5 yıl beklemişiniz, kendi yöneticilerinizi ve çocuklarınızı işe sokmak için beklemişsiniz. Bu 5 bin oyu size kendi 1. derece akrabalarını işe sokasınız diye mi verdi?” diye konuştu.
“BELEDİYE BU KADAR EKONOMİK ZORLUK İÇİNDEYSE MİLYONLARI NEDEN SOKAĞA ATTI?”
Keşan Belediyesi’nin çarşı merkezinde başlattığı kaldırım ve yol yenileme çalışmalarına da değinen Fahrettin Savcı, şöyle konuştu: “3. yanlış düğme, kaldırımlar yapıldı. Tüm malzemeyi valilik verdi. İlgili müteahhit firmaya 3.8 milyona ihale edildi. Peki, bunu her şeyi valilik karşıladıysa, belediye işçileri ve kepçeleri orada ne arıyor? Sayın Özcan’ın oradaki çalışmalarla ilgili yaptığı açıklama tatmin edici değildir. Dijital ve elektronik çağdayız. O cadde ve kaldırımların plan ve projesi vardır. Suyu, akarı, elektrik hattı nereden geçiyorsa projede olması lazım. O zaman belki de projesiz bir yer. Eğer projesizse ilgili müdürünü oraya gönderirsiz, notlarını alır eğer arıca varsa işçilerini veya teknik ekibini alır gider yapar. Ben dostane olarak uyarıyorum. Bu yaptıklarını hem partinize, hem kendinize hem de gelecek planlarınıza zarar veriyor. Kepçe belediyedense, işçiler belediyedense, taşlar valiliktense, o ilgili firmaya milyonlarca para verilmemesi lazım. Seçimden sonra belediye binasına branda asıldı. Mademki gidenler ekonomik olarak yanlış yaptıysa, alanınız bu kadar daraldıysa milyonlarca lirayı neden sokağa attınız? Belediye başkanı seçilebilirsin, başkan yardımcısı olabilirsin, bakan da olabilirsin. Ama karakter koymak farklı bir şey. Ben burada belediyenin karakter koyamadığı düşüncesindeyim.”
“KÖY GARAJI BOŞALTILACAK”
Geçtiğimiz dönem TOKİ eliyle yapılan yeni Cumhuriyet Meydanı ve Millet Bahçesi konusunda da görüşlerini dile getiren Savcı; “Millet Bahçesi olan yer köy garajı olarak kullanılıyor. Dönemin bakanı ve belediye başkanı, orasının inşa sırasında orasının Millet Bahçesi olduğunu söylediler, basın da bunu yazdı. Biz o yüzden oraya Millet Bahçesi diyoruz. Bunu ben yaratmadım. Orasının yeşillik alanlarının olması, düzenlenmesi projenin içinde. Ama büfelerin konması yanlıştı. Millet Bahçesi yapımına uygun oldu mu, bana göre olmadı. Buraya devlet Millet Bahçesi dediyse ve ona uygun kullanılmıyorsa, yazışma eksiği varsa bu da devletin eksiğidir. Ödeneklerini takip etmezseniz, parayı verdim, gereğini yaptım, siz ne yaparsanız yapın olmaması lazım. Bir işin takipçisi olacaksınız. Nasıl ki eski belediye binası yıkıldığında, köy garajı yıkıldığında, balıkçıların, hamalların yeri yıkılığında Mustafa Helvacıoğlu’na bunlar yanlıştır, Mehmet Özcan’ın yaptığı eserlere engel olmak için bunları yapma dediysem, bugün de oraya bir hizmet gelmiştir. Oraya tören alanı yapılmıştır. Mustafa Kemal’in sözlerinin önü kapanıyor. Yeni köy garajı yapılabilir. Şu an itibariyle Çevre ve Şehircilik’ten belediyeye orası millet bahçesi olduğunun, köy garajı olamayacağını ve boşaltılması yönünde sürecin başlatıldığı ile ilgili yazı geldiğini biliyorum” dedi.
“RECEP GÜRKAN’IN YEĞENİ VE ORTAKLARINA İHALESİZ BÜFE VERİLDİ Mİ?”
Savcı, meydandaki büfeler ile ilgili olarak da; “Devlet de yapsa belediye de yapsa bu paralar bizim paralarımız. Vatandaş, kendi için yapılana sahip çıkması lazım. Orada çay bahçesi ya da büfe tarzı şeylerin yapılması yasak. Projede bunlar yok. Buraları ihaleyle verildi. Tamam eyvallah, esnaf ekmek yesin, iş yapsın, başımızın üstüne. Peki, bu ihaleler yapıldı mı, yapıldı. İhalelerden birine Keşan Belediye Meclisi üyelerinden birinin 1. derece akrabalarından biri girdi mi, girdi? Sonradan geri çekildi mi, çekildi. Neden çekildi? Şu an iki ikişiye ihale verildi. 3. büfe ihalesiz olarak geçen dönem Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın öz yeğenine ve İl Genel Meclisi üyesine ve yine CHP’li bir arkadaş ortak olarak aldılar mı, almadılar mı? Bu büfe onlara verildi mi, verilmedi mi? Gömleğin düğmeleri hep yanlış” şeklinde sorular sordu.
“MÜCAVİR ALANLARDAKİ YERLERİN KAÇI İHALEYLE VERİLDİ?”
Keşan Belediyesi’nin mücavir alanlardaki yerleri ile ilgili de konuşan Savcı; “Yanlış düğmeler hep devam ediyor. Belediyenin ekonomik durumu bozuk, brandalar asılıyor ama aynı belediyeye 90 küsur insan alınıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Biz o asılan brandaya itimat ettik. Bununla ilgili yasal süreç niye başlamadı? Başladıysa basına ve kamuoyuna niye bilgi verilmedi? 5 aylık süreçte belediye mücavir alanlarında verilen yerlerin kaçı ihaleyle verildi? Git sen oraya otur denilerek mi verildi? Kafasına esen gidip oralara oturdu mu? 5 ayı değerlendirmeyi bırak, iyi konuşulacak, tutulacak bir yanı yok bana göre. Mehmet Özcan ve ekibinin girişi yanlıştı. Bu millet Mehmet Özcan’a gel sen bizim yeniden baş tacımızsın, sana baş tacı olarak jübile yapalım dedi. Mehmet Özcan’ın bunu iyi okuması lazım. Birilerini mutlu edecek diye kolaycı, milletin çoğunun menfaati dışında işler yapmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ADALET NEREDE?”
Savcı, Keşan Belediyesi’ni dostane olarak uyardıklarını belirterek; “Yaptığınız doğru değil, kendinize gelin. Belediyeye ait işyerinde açılışa katılıyorsunuz. Orasının ruhsatı var mı? Orası belediyeye ait, ihaleyle mi verildi? Usulsüzlük üstüne siz de usulsüzlüğü tasdik eden hareketler yapmayın. Ben bu soruları sosyal medyada soruyorum, cevap yok. Hastane Caddesi’ndeki Şehitlik Parkı’ndaki kafe ile ilgili süreçleri sorduk. Bunlar basit sorular. Cumhuriyet Halk Partisi ben halkın partisiyim deyip, bugün AK Parti’yi ne ile eleştiriyorsa, aynısının bir fazlasını Keşan’da yapıldığını görüyoruz. Adalet nerede diye soruyorlar. Ben onların ağzıyla konuşuyorum ve soruyorum nerede bu adalet? CHP, iktidarı hedefliyorsa ve AK Parti’yi tarım ile ekonomi ile yandaşlık ile ilgili suçluyorsa -ki haklılık payları bir yerlerde olabilir- bunların Keşan’da niye bir fazlasını görüyoruz? CHP iktidara gelirse, Keşan Belediyesi’nde gördüklerimizin 10 katını mı göreceğiz?” dedi.
“ÖZGÜR ÖZEL’E ÇAĞRIDA BULUNUYORUM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in, CHP’li belediyelere işe alımlarla ilgili olarak sözlerini sosyal medyadan paylaştığını da belirten Savcı, şunları söyledi: “Ben sosyal medyamda Özgür Özel’in twitini attım. Özgür Özel, 1. derece akrabalarını belediyeye işe sokanlar, haberim olduğu andan işten çıkarılacaklar diyor. Sizin aracılığınızla Özgür Özel’e buradan çağrıda bulunuyorum. Alınan işçiler arasında kaç tanesi belediye meclis üyelerinin, il genel meclisi üyelerinin 1. derece yakın akrabası? Alınan işçilerin belediyeye ihtiyaç durumu nedir? Teknik olarak belediyenin bu işçilere ihtiyacı var mıdır? Sen sosyal demokratım, halkçıyım, Atatürkçüyüm diyeceksin ama Atatürk’ün heykelinin önüne minibüsleri koyacaksın. Atatürk’ün sözlerini milletten saklayacaksın. Sonra ben halkçıyım diyeceksin, siz çetelere Türkiye’yi peşkeş çektiniz diyeceksin ama kendi elemanlarınızı yaratacaksınız, belediyeyi aile şirketi gibi kullanacaksınız, kimilerine ihaleyle vereceksiniz, sonradan kimilerine gör yakınlarınıza göre ihalesiz vereceksiniz, sonrada Türkiye’ye iktidar olacağınız samimiyetine mi güveneceğiz? Ben Keşan’daki zihniyetten bahsediyorum. Belki de CHP belediyeleri veya genel merkezdeki insanlar doğru çalıyordur. Gerçekten parasını, zamanını insanların refaha kavuşması için harcıyordur, doğrudur. Ama bugün Keşan Belediyesi’ni ben gördüğümde Cumhuriyet Hak Partisiyle kıyaslarım. Çünkü o Cumhuriyet Halk Partisi’ni temsil ediyor.”
“HELVACIOĞLU’NU ELEŞTİREN GAZETCİLER ERTESİ SABAH BELEDİYEYE GİRDİ”
Keşan Belediyesi’ne işe alımlarla ile ilgili eleştirilerini sürdüren Savcı; “Siz ne oldu Helvacıoğlu zamanında dürüsttünüz, yazıyordunuz, Helvacıoğlu’nu her gün basında, sosyal medyada yazan arkadaşlarımız da ertesi günü belediyeye işe girdiler. Helvacıoğlu’nu ve AK Parti’yi bunun için mi eleştirdiler. Gazeteciliği bırakıp Mehmet Özcan’ın yanında fotoğrafçılık yapıp sendikalı maaş alsınlar diye mi eleştirdiler. Peki, ben Atatürk heykeli önünde konuşma yaparken 2 gazete buna yer verirken diğer gazete buna neden yer vermedi? AK Parti eğer basına ambargo koyuyorsa, siz Keşan’da niye kendinize aykırı konuşmalara ambargo koydunuz? Bunlar çelişki yapmıyor mu? Bunlar size göre kendinizin bize benzediğinizin göstergesi değil mi? Hangimiz, hangimize benziyor acaba? Siz 4 ayda bunları yaptıysanız, 4,5 sene gitmez, bu böyle gitmez” dedi.
“AK PARTİ’DE GÖREV YAPANLARI DA SORGULAMAYA DAVET EDİYORUM”
Savcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Kendinize gelin, millet size oy verdi. Milletin menfaatine göre iş yapın. Siz halk partisiyiz deyip, belediyeyi sermayeye teslim ettiniz. Halkın adamları orada değil. Paralı adamlar Keşan Belediyesi’nde. Keşan Belediyesi’ni jipe binenler sardı. Halk sokaktan gelen adamla, halk üstü başı eski, sokakta yemek yiyen, ekmek sırası bekleyen, halkın içinden gelenlerle halkçılık olur. Evliya gibi konuşup eşkıya gibi davranmakla halkçılık olmaz. Bu arada Keşan’da AK Parti’den 5 yıl görev yapmış, belediye meclisi olmuş, il genel meclisi olmuş kişileri de sorgulamaya davet ediyorum. Onlar da çıksın sorsun. Ne gerçek varsa bu millet bilsin. Her parti için söylüyorum, seçime kadar milletin adını söylüyorsunuz, seçimden sonra biziz diyorsunuz. Biz sizi rahat bırakmayız. Doğru yaparsanız da sizi alkışlayacağız. Halk plajları yaparsanız, sosyal tesis yaparsanız, aşevleri yaparsanız, Yörük Mahallesi’den minibüsleri geçirirseniz şimdiden size teşekkür ederim. Garibanlar yollarda düğün yapıyor. Bu da bir sıkıntı. Yolda sokakta düğün mü yapılır? Siz düğün salonu yaptığınızda, kültür evleri yaptığınızda, mahalleleri yaşanabilir şekle getirdiğinizde gece kondulardan, fakir fukaradan başladığınızda, işte o e zaman haklın partisisiniz. O zaman bizde sizinle oluruz. Çünkü biz halkız. Ama siz halk diyeceksiniz jipe bineceksiniz, halk diyeceksiniz burjuva yaşayacaksınız, halk diyeceksiniz havalarda uçacaksınız. Cumhuriyet Halk Partililere de buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Partinize sahip çıkın. Sermayeye peşkeş çekmeyin partinizi. Sahip çıkın. Çünkü sizin de bize ihtiyacı var bizim de size ihtiyacımız var.”