Kadınların “Neden konuşayım ki eşim nasılsa beni dinlemeyecek?; erkeklerin ise “Hiç susmuyor ve eski defterleri açıyor.” şeklindeki söylemlerinin yabancı gelmediğini duyar gibiyim. Kadınlar, “Evlendikten sonra ne oldu kocama? Çok değişti, evlenmeden önceki romantik ve o anlayışlı adam yok oldu.”; Erkekler, “Onu mutlu etmek için elimden geleni yapıyorum ama bunun sonucunda sadece bir güler yüz bekliyorum. O da çok mu Erkan Bey?” cümlelerini seanslarda birçok kez duymuşumdur. Çiftleri bu noktaya getiren nedir?
Birçok evliliği kâbusa çeviren iletişimi eski günlere döndürmek biraz uygulama yapmakla mümkün! İlk olarak böyle bir kısır döngünün nasıl oluştuğunu inceleyelim: Erkek, doğası gereği takdir edilmek ve başarılı olmak ister (Kadının mutlu olması erkek için bir başarıdır). Kadın ise dinlenilmek ve anlaşılmak ister. Konuşma başladığında ve devam ettikçe erkekler sorun çözülmedikçe kendilerini, başarısız hissederler ve konuşmayı bir an önce bitirmek isterler. Dinlenilmediğini ve anlaşılmadığını hisseden kadınlar ise buna öfkelenir ve erkeği eleştirir. Bir sonraki konuşmada da aynı döngü devam eder takdir edilemeyen erkek eşini dinlememeye kadın da eşini daha fazla eleştirmeye devam eder. Aralarındaki bağ zayıflar ve kısır döngü kurulmuş olur. Erkek ne yapsam karımı memnun edemiyorum ve sürekli konuşuyor diye eşini eleştirir. Kadın da “Anlayışsız adam! Başka erkekler karısını ne kadar güzel dinliyor.” der. Eşini, diğer erkeklerle kıyaslar ve bitirici darbeyi indirmiş olur.
Evlilik öncesinde ise durum farklıdır. Kadın, erkeği ne kadar güçlü, anlayışlı olduğunu onsuz yapamayacağını dile getirerek takdir eder. Erkek ise partnerini dinlemek ve anlamak için elinden geleni yapar. Gözünün içine bakar, elini tutar. Kadın anlaşıldığını hissettikçe erkeği daha fazla takdir eder. Bu şekilde olumlu kısır döngü devam eder. Fakat evlenene kadar!
Döngüyü tekrar olumluya çevirmek, her iki partnerin de birbirlerini suçlamak yerine sorumluluk alarak harekete geçmesi ile mümkündür. Bunun için beklemenin, karşı taraftan ilk adımın atılmasını beklemenin, pek bir yararı yoktur. Çünkü evlilik aynı gemide yer almaktır. Gemi su almaya başladığında iki tarafta gemide olduğu için zarar görecektir. Erkeklerin korkulu rüyası konuşurken karısının eski defterleri açması olduğu ve hiç konuşmanın bitmeyeceğini düşündükleri için kadınların şu adımları atmaları yararlı olacaktır. “Beni sözümü kesmeden ve çözüm önermeden dinlemeni istiyorum. Sadece 15 dakika dinlemeni istiyorum.” demeleri önemlidir. Zaman sınırlaması erkek için çok önemlidir. Çünkü konuşuldukça eski konuların açılmasından korkan erkek 15 dakikaya razı olur fakat süre belli olmayınca kaygıya kapılır, deyim yerindeyse uzay boşluğunda hortumu kopmuş ve kaybolmuş astronot gibi olur. Kadın konuşmaya başladığında erkek konuşmaya müdahil olmamalıdır. Eşi konuşurken sadece eşi sessiz kaldığında “Ne hissediyorsun? Bu olay senin için ne anlama geliyor? Biraz daha anlat.” gibi cümlelerle karısını konuşmaya teşvik etmelidir. Konuşma bittiğinde kadın mutlaka teşekkür etmelidir ve erkeğe takdir söylemleri söylemelidir. Böylece takdir edildiğini gören erkek bir dahaki 15 dakika için hevesli olacaktır. Çünkü eşini dinlemiş ve başarılı olmuştur. Kadın için dinlenilmiş ve anlaşılmış olmak erkek için de başarılı olmuş olmanın yeni döngüsü kurulmuş oldu. Sonraki adım bunu düzenli olarak yapmak. Mesela günde bir kez 15 dakika gibi ortalama altı aylık bir süre ilişkideki yeni olumlu döngünün oluşmasını sağlayacaktır.