Zafer Partisi Edirne Keşan Gençlik Kolları Başkanı Kubilay Bayır, bölgemizde ve Türkiye’de meydana gelen yangınlarla ilgili bir açıklama yaparak Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerini iletti

Bayır’ın açıklaması şöyle;

Her gün bir yerimiz yanıyor! Ormanlarımız, milli servetimiz, geleceğimiz göz göre göre kül oluyor. Havadan müdahale edecek yeterli sayıda uçağımız, helikopterimiz yok. Her yangında aynı manzarayı izliyoruz: Saatler, bazen günler süren gecikmeler, yetersiz müdahaleler, ardından “geçmiş olsun” mesajları…

Artık şunu anlamak zorundayız: Yangına çıktıktan sonra müdahale etmek, yalnızca zararı azaltır ama kaybı engellemez. Asıl önemli olan, yangının hiç çıkmaması için önceden tedbir almaktır. Yangın erken uyarı sistemleri, insansız hava araçlarıyla sürekli orman takibi, yangın riski yüksek bölgelerde stratejik su havuzları, yangın söndürme yolları ve yangın kuleleri gibi projeler hayata geçirilmelidir.Peki kaynak nereden bulunur? Bu ülkede her yıl milyarlarca lira, gerçekten önceliğimiz olmayan, israf niteliği taşıyan harcamalara gidiyor. Diyanet Bakanlığı gibi dev bütçeye sahip kurumların kaynaklarının bir kısmı, orman yangınlarıyla mücadeleye ve yangın önleme teknolojilerine aktarılabilir. Bu kaynaklar; yangın söndürme uçak ve helikopter filosunun güçlendirilmesine, yangın bölgelerine lojistik destek ağlarının kurulmasına yönlendirilebilir.

Unutmayalım ki ormanlarımız sadece ağaç değildir; nefesimizdir, suyumuzdur, toprağımızdır. Yanan her ağaç, sadece bugünün değil, yarınlarımızın da yok olması demektir. Ormanları korumak, vatanı korumaktır.

Ayrıca şunu görmezden gelemeyiz: Bu yangınların bir kısmı doğal değil, sabotajdır. PKK ve uzantıları, geçmişte açık açık “Bodrum’a gider yatlarını yakarız, Antalya’ya iner seralarını yakarız, İzmir’e ulaşır ormanlarını yakarız” diye tehdit etmiştir. Bu tehditler bugün de geçerlidir. Ormanlarımızı yakmak, hem ekonomik hem psikolojik bir saldırıdır. Yani bu sadece bir çevre felaketi değil, doğrudan bir milli güvenlik sorunudur.

Devlet, bu yangınları “doğal afet” kategorisinden çıkarıp, “terör saldırısı” ihtimalini öncelikli değerlendirme haline getirmelidir. Orman alanlarında güvenlik önlemleri artırılmalı, sabotaj girişimlerine karşı özel eğitimli ekipler görev yapmalıdır. Yangın riski yüksek dönemlerde orman giriş-çıkışları denetlenmeli, hava ve kara devriyeleri artırılmalıdır.

Artık göstermelik önlemlerle, yangın sonrası yapılan açıklamalarla yetinemeyiz. Biz; kaynaklarını doğru yöneten, teknolojiyi kullanan, ormanına sahip çıkan bir yönetim istiyoruz.

Bu mesele sadece bir çevre meselesi değil, bu mesele milli güvenlik meselesidir. Bu toprakların her ağacı, her dalı, her yaprağı; şehit kanıyla korunmuş vatan toprağının bir parçasıdır. Biz bu emaneti ne teröriste ne de ihmale teslim etmeyeceğiz.”

Muhabir: ERDOĞAN DEMİR