Bir futbolsever olarak transfer ayı nedeniyle basındaki transfer gelişmelerini takip etmeye çalışıyoruz. Görüyoruz ki eski yıllara göre değişen bir şey yok. Avrupa da ki ünlü ünsüz futbolcuların çoğunluğunun isimleri takımlarımızla geçmektedir. Tesadüfen biri takımlarımıza transfer olursa hemen ben demiştim diye övünüyoruz. Herhangi takımla adı geçen bir futbolcunun gelince ne kadar faydalı olacağını veya olamayacağını Televizyon spor programlarında tartışılmakta bizler de taraftar olarak kendimizden geçerek izlemekteyiz. Yani hayali bir senaryoyu bize gerçekmiş gibi yutturmaktalar.
Son günlerde Victor Osımhen çılgınlığı akıl alır gibi değil. Sorun yaşadığı kulübü tarafından satışa konmuş ne hikmetse Avrupa kulüplerinden bir teklif yok. Sadece Arabistan ve ülkemiz kulüplerinden Galatasaray’dan var. Geçen yıl Galatasaray’da başarılı bir sezon geçiren futbolcu yine Galatasaray’ı tercih etmektedir. Bu adam Galatasaray’ı bu kadar seviyorsa bu güne kadar niye bekletti demek ki işler tamamen duygusal, şunu da söylemeden geçemeyeceğim transferlerin hepsi böyle olsa da biz de futbol seyretmekten zevk alalım. Ben işi şuna benzetiyorum. Köyün en güzel ve popüler kızı zengin ve kariyerli birinden dünürler gelsin diye bekler. Ümit ettiği yerden dünür gelmez ise ister istemez onu gerçek sevene gider.
Kulüplere transfer olarak gelen futbolcuları bize öyle bir tanıtıyorlar ki sanki Messi gelmiş. Bizde havaalanında karşılıyoruz. Adamda ben neymişim diye şaşırıyor. Biraz başarısız oldu mu hemen televizyon yorumcuları tarafından adamı değersizleştiriyor ve seyircinin önüne atıyoruz. Seyirci de gerekeni yapıyor. Futbolcu neye uğradığın şaşırıp arkasına bakmadan gidiyor.
Avrupa dan gelen futbolcuların çoğu ya düşüş yaşamaya başlamış ya da sakatlıktan yeni kurtulup eski formunu bulamamış. Benim hayal kırıklığına uğradım biri de Mesut Özil, Avrupa da işi bitmiş olarak Fenerbahçe’yi çok sevdiği için gelmiş. Bunun yanında Cengiz Ünder genç yaşta futbolu unutmuş insan bu kadar nasıl değişir. Anlamakta güçlük çekmemek elde değil. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan Cengiz Ünder’ dir.
Biz zannedersem futbolun takım oyunu olduğunu unutuyoruz. Her şeyi bireysel olarak bekliyoruz. Yanındaki ve etrafındaki oyuncuların nasıl oyuncular var olduğunu bilmemiz lazım.
Bu yıl transferde en popüler takım Beşiktaş. Galatasaray gemileri yaktı. Her yıl transfer şampiyonu Fenerbahçe şu ana kadar en sönük transfer sezonu geçiriyor. İnşallah sonu hayırlı olur. Taraftarlara iyi bir futbol seyrettirirler.
Kulüpler borç batağına batmazlar. Ligler başladı. Biz futbol severler için çile başlamış olacak gibi geliyor bana. Mahalle mahalle maç yayını yapan kahve arıyor. Bulduğumuzda da ya çok pahalı ya da ortam müsait değil. Düzenli bir yer bulmak epey zor oluyor.
Avrupa da kendini kanıtlamış olan Morinho, Türkiyede kendini kanıtlayamamış maalesef futboldan anlamadığı ileri sürülmüş, adamda haklı olarak takımı kurarken yazı tura attığını ona göre takım oluşturduğunu söylemiş.
Bazı kendini her şeyin üstünde gören yazarlar veya yorumcular. Kendi akıllarınca Morinho’ya akıl vermekteler. Morinho karşılık verince vay efendim Ülkemize hakaret ediyor diyerek taraftarın ve önüne atıyorlar. Morinho’nun saha dışı olaylarla uğraşmasını hiç kimse tasvip etmez bun elbette yanlış buluyoruz. Başkaları istediğini söyleyebilir. Hatta hakemleri ve rakipleri tehdit edebilir. Ama Jose Morinho söyleyemez. Bu ülkeye hakaret etse Morinho Fenerbahçe de bir gün kalamaz. Bunlar tamamen benim öngörülerim ve değerlendirmelerim.
2025/2026 sezonunda tüm futbol takımlarına başarılar dileriz.





