“Bir gün Yalova’ya genç, yeni mezun bir kaymakam atanmış. İlk kez göreve başlayacak olan Kaymakam, İstanbul’dan vapura binerek Yalova’ya hareket etmiş. Yalova’ya geldiğinde iskelenin tıklım tıklım insanlarla dolu olduğunu görmüş. Güverteye çıkmış, etrafa gülümseyerek bakıyormuş. Yanından geçen bir boyacıya usulca sormuş:
- Bu kalabalık Yalova Kaymakamını bekliyor değil mi?
Boyacı, gülmüş:
-Kim takar Yalova Kaymakamını ağabey. Halk Gazi Paşa’yı bekliyor.
demiş.
Meğer o gün Yalova’ya Atatürk geliyormuş, kalabalık da Atatürk’ü karşılamak için toplanmış.”
Evet, Yalova Kaymakamı deyimi 6 Haziran 1995 tarihine kadar devam etti. Bu tarihte il olan Yalovalılar il olmaktan çok şehirlerinin adı geçtiği deyimden kurtulduklarına sevinmişlerdir belki de diyeceğim ama geçen hafta yaşanan olay ile Yalova Kaymakamı’ndan sonra Yalova Valisi de Türkiye gündemine oturdu.
SEN NE BİÇİM ÖĞRETMENSİN
Haber Sol'un haberine göre, Vali Selim Cebiroğlu, öğretmen Halil Serkan Öz’e kılık ve kıyafetini gerekçe gösterip sınıf içerisinde, “Bu saç sakal ne? Sen ne biçim öğretmensin? İnsanlar dışarıda görseler dilenci zannedip para verirler” diyerek hakaret etmesi, okul idarecilerine ise “Siz eşekbaşı mısınız burada? Yönetemiyorsanız istifa edin” diyerek çıkışması tepkilere neden oluyor, kıyafetleri gerekçe gösterilip hakaret edilerek sınıftan kovulan öğretmen Halil Serkan Öz için aynı akşam “Öğretmen'e Saygı Yürüyüşü” ismiyle yürüyüş düzenleniyor.
Eylem sırasında rahatsızlanan Halil Serkan Öz, hemen hastaneye kaldırılıyor. Ancak kalp krizi geçirdiği anlaşılan Öz, ambulansla Bursa’ya sevk ediliyor. Yolculuk sırasında ambulansta iki kez duran kalbi çalıştırılan Öz, hastaneye yetiştirilemeyerek yaşamını yitiriyor. Olayın ardından TÜBİTAK tarafından ödül alan öğretmenden geriye, miting alanında rahatsızlanınca çekilen görüntüler kalıyor.
Ne kadar kolay değil mi? Siz bir üst amir oluyorsunuz ve her şeyi söyleme hakkınızı kendinizde buluyorsunuz. Neden böyle davranıyorlar bunlar, rol model aldıkları birileri mi var dersiniz?
Var! Onların bir ustaları var, o usta, yeri geliyor tarihçi oluyor, Amerika Kıtası’na kimlerin çıktığını söylüyor, yeri geliyor sanat uzmanı oluyor, ucubeleri kaldırtıyor, yeri geliyor yaşam koçu oluyor, kaç çocuk yapacağınıza karar veriyor, bu böyle uzayıp gidiyor.
“Dilenci” ve “Anarşist” matematik öğretmeni Halil Serkan Öz’e hakaret eden Yalova Valisi’nin ustasını biliyoruz. Peki, hayatını kaybeden öğretmenin rol modelleri kimlerdi? Yanıtı öğretmen Öz’ün öğrencilerine okumaları için verdiği okuma listesinde gizli. Dostayevski’den “Karamazov Kardeşler”, “Yeraltından notlar”; Tolstoy’dan “Harp ve Sulh”, “Kreutzer Sonat”, Yaşar Kemal’den “İnce Memed”, Kemal Tahir’den “Kurt Kanunu”. Vali’nin “Anarşist” sıfatı ne kadar da uyuyor değil mi öğretmenimize, okuduğu okutmak istediği kitaplardan belli oluyor.
Sevgili öğretmenim Halil Serkan Öz, sana hakaret eden Vali 4 Nisan 2015 cumartesi günü senin için taziye mesajı vermiş, senin için “Üzgünüm” demiş, şunları söylemiş: “Yalova olarak, eğitim camiamızın üyesi, değerli personelimiz, Fen Lisesi öğretmeni Halil Serkan Öz’ün vefatının derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır, bütün eğitim çalışanlarına başsağlığı dilerim”
Sen öldüğünde değerli oldun öğretmenim ne yazık ki, yaşarken “Dilenci ve Anarşist”tin. Evet, öğretmenim sen, yöneticilik için veya iyi bir yere tayin yaptırmak için sendika değiştirmedin, sen öğrencilerine iyi bir insan olmalarının yolunun çok kitap okumak olduğunu öğrettin. Şimdi sen öldün, gözü yaşlı öğrencilerini, öğretmen arkadaşlarını, aileni ve seni sevenleri üzdün. Geriye senin öğrencilerine bıraktığın okuma listesi ve baban Kemal Öz’ün sözleri kaldı:
“Ne diyeyim. Oğluma doyamadım. Siz söyleyin Yalova Valisi’ne oğlum öldü. Rahat olsun artık. Anarşist oğlum öldü, rahat etsin. Öğretmenden anarşist olur mu rahat etsin. Bu dünya ona da kalmaz. Aynen böyle söyleyin O'na. İçim yanıyor”
Yalova Kaymakamı gitti ama bu Yalova Valisi hiç gelmeseydi.