Son yıllarda giderek verimsizleşen topraklar sonucu tarım ilaçlarının kullanımının artması, temiz gıdaya ulaşabilirliğin zorlaşması ve kişilerin yoğun çalışma temposuyla birlikte sağlıklı beslenebilmek bir hayli zorlaştı.
Türk toplumunda yıllardır alışagelinmiş peynirli-yumurtalı klasik kahvaltılar, evde pişen öğle ve akşam yemeklerinin yanında yoğurt/ayran/salata gibi ana öğünü destekleyicigıdalar; giderek yerini alelacele evden çıkılan sabahlarda kahvaltı atlamaya, öğlenleri çalışırken ekmek arası/fast food gibi erişimi kolay ve hızlı yenebilen öğünlere, akşamları ise çoğu zaman dışardan en hızlı gelecek yemekleri sipariş etmeye bıraktı.
Hal böyle olunca sağlıklı ve dengeli beslenememenin sonucunda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri doğdu. Kapalı ortamda güneş görmeden çalışılan yoğun iş tempolarını da hesaba kattığımızda günümüz Türkiyesinde her 2 kişiden 1’i çeşitli gıda takviyeleri kullanmaya başladı.
Peki gıda takviyelerini sadece kullanıyor olmak yeterli mi? Yoksa kullanımında ufak değişikliklerle biyoyararlanımını artırmak mümkün mü? Cevap veriyorum; elbette mümkün!
Gelin en sık kullanılan 3 takviyenin vücuttaki yararlarına ve etkinliğini artıracak küçük dokunuşlara birlikte bakalım!
D VİTAMİNİ:
Kalsiyumun böbreklerden emilerek kemik sağlığına katkı sağlaması, bağışıklık sistemini güçlendirmedeki rolü, tip 2 diyabetin önlenmesinde, kolesterolün düşürülmesinde, depresyon gibi ruhsal hastalıkların tedavisinde etkin rol oynayarak birçok sağlık yararı sağlar. En temel kaynağı güneş olmak üzere; besinsel kaynaklarının en başında somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar gelir.
Gıda takviyesi olarak damla, kapsül, ampul veya sprey formda bulunabilir. Vücutta biyoyararlanımı en yüksek olacak şekilde kullanım önerisi damla formda kullanılmasıdır. Her 10 kg vücut ağırlığı için 1 damla olacak şekilde kahvaltı ile birlikte kullanılabilir.
Kemik, damar ve böbrek sağlığı için K2 vitamini ile güçlendirilmiş formlarının kullanılmasında yarar vardır. Özellikle tesettürlü bireylerin ( cilt yaz da olsa güneş görmediği için ) ve gün ışığı az alan / hiç almayan kapalı alanlarda çalışan bireylerin ve bağışıklık sistemi çok zayıf olan kişilerin senede 1 kez D vit. Seviyelerine baktırmalarında fayda vardır.
B12 VİTAMİNİ:
DNA yapımına yardımcı; kan ve sinir hücrelerini, kemik, saç, cilt ve tırnak sağlığını destekleyici roldedir. Eksikliğinde anemi,
Nefes darlığı, hafıza sorunları, iştah kaybı, el ve ayaklarda uyuşukluk hissi, sindirim sistemi sorunları meydana gelebilir.
Ağırlıklı olarak kırmızı et, tavuk, balık, yumurta, süt gibi protein kaynaklarında; karaciğer, dalak gibi sakatatlarda bulunur.
Gıda takviyesi olarak sprey ve hap formunda ; ciddi eksikliği durumunda intravenöz dediğimiz damar yolu enjeksiyonu şeklinde alınabilir. Farklı formlarında emilim hızı değişmekle birlikte metilkobalamin, adenozilkobalamin ve hidroksikobalamin B12’nin aktif formları olup vücutta kullanabilirlikleri yüksektir.
Özellikle tüp mide ameliyatı olmuşş bireylerin, demir eksikliği anemisi yaşayanların ve metformin etken maddeli oral antidiyabetik kullananların senede 1 kez vit b12 seviyelerini kontrol ettirmelerinde fayda vardır.
DEMİR:
Kırmızı kan hücrelerimizdeki hemoglobin ve kas hücrelerindeki miyoglobinin yapısında bulunarak oksijenin dokulara ve kaslara taşınmasını sağlar. Enerji üretiminde rol oynadığı gibi bağışıklık sistemini güçlendirmede de etkilidir.
Kırmızı et, balık, tavuk, yumurta gibi hayvansal kaynaklı proteinler hem demir olarak geçer ve vücutta kullanabilirliği % 70 seviyesindedir. Ispanak, üzüm pekmezi, mercimek, nohut gibi baklagiller bitkisel kaynaklı demir olup ( hem olmayan demir olarak geçer) emilimi % 30 seviyesindedir.
Gıda takviyesi olarak sabahları aç karnına portakal suyu, mandalina gibi C vitamini yüksek bir besinle birlikte kullanıldığında vücutta emilimi artar. Kalsiyum içeriği yüksek süt, yoğurt, ayran ve çay, kahve gibi tanen ve kafein içeren besinlerle birlikte kullanılması emilimi azaltır.
Çinko ve kalsiyum içerikli kullanılan farklı bir gıda takviyesi varsa iki takviye arasında minimum 4 saat olması minerallerin emiliminde rekabet olmasını engelleyecektir.
Tüm bu gıda takviyelerinin kullanımı hekim önerisinde ve kontrolünde olmalıdır. Lütfen doktorunuza danışmadan gıda takviyesi kullanmayın.
Kendinize iyi bakın,
Haftaya görüşmek üzere!
B. İlayda Fidan
Gizem Keşli Beslenme ve Danışmanlık Merkezi
Keşan Şube Diyetisyeni