Son 2-3 ayda Enez’de özellikle çocuklara dönük eğlenirken öğreten ve okuma alışkanlığı yaratmaya çalışan etkinliklere tanık olduk. Kaymakamımız Şükrü Alperen Göktaş ve Belediye Başkanımız Özkan Günenç gerek birlikte gerekse ayrı ayrı bu etkinlikleri düzenleyerek Enez’in çocuklarına unutamayacakları zamanlar yaşattılar. Umarım devamı gelir… Enez’in Çocukları, tüm kasaba çocukları gibi bu tür kültürel etkinliklere, sinemaya, tiyatroya, doğru dürüst bir kütüphaneye, fotoğrafa, resime, müziğe çok uzaktalar. O nedenle Sayın Kaymakamımıza ve Sayın Belediye Başkanımıza bu duyarlı çalışmalarından ötürü teşekkür ediyor ve en başta onları kutluyorum.

***

Bu arada bir özel kişiye de burada dikkat çekmek ve onu kamuoyuna tanıtmak açısından Sevgili Enezli kızımız Ege Bitikli’nin de bu organizasyonlardaki payından söz etmek istiyorum. Biz Enezliler oturduğumuz yerden kalkmaya üşenirken O, İstanbul’daki görevinden uzak kalmadan, aksatmadan sık sık Enez’e gelerek bu etkinliklerin pek çoğunda Kaymakamımız ve Belediye Başkanımızın en önemli yardımcısı oldu. Fiilen işin başında durdu. Onun gayretleri ile Enez’e getirilen sanatçıları çiftliğinde misafir etti. Kimilerinin tembelliklerine buldukları mazeret gibi “Ben anneyim. Çocuğuma bakmaya ile zaman bulamıyorum. Bir hafta sonum var onu da mahvedemem” demedi. “Ah ne olacak bu Enezin hali?” diyenlere Ege Bitikli’yi izlemelerini öneriyor ve O’nu tanıdıkça Enez’in geleceği için biraz olsun umutlanıyorum..

***

Ne var ki bu bu güzel çalışmalara asıl katkı vermesi, düzenlemesi gereken Milli Eğitim camiası yıllardır bu işlerden çok uzak. İşin ucundan tutma konusunda çok isteksiz ve umarsız. Elbette balık baştan kokar. Bu konularda yıllardır Milli Eğitim konusunda tek / tük bireysel başarıların dışında Enez’de bir başarı öyküsü yaşanmamışsa bunun sorumlusu elbette veliler, öğrenciler değil. Bu camianın başında neredeyse 7-8 yıldır görev yapan Milli Eğitim Müdürü bunun yanıtını verebilmelidir.

***

Bu kasaba çoğu öğretmenin ilk göz ağrısı… Yani içlerindeki yurt sevgisinin, hizmet aşkının alev alev yandığı bir dönem olması gerekirken ne yazık ki böyle bir havayı Enez’de yaşayamıyoruz. Burada görev yapan öğretmenin mesai saati, hafta sonu tatili olamaz. Sevgili genç öğretmenler, Hafta sonları seyirci olmak yerine bu gibi etkinlikleri sizlerin düzenlemeniz gerekir. Kaldı ki seyirci bile değilsiniz. “Bir Pazar günümüz vardı. Onu da siz mahvettiniz” diye neredeyse bu etkinlikte görev alanları ayıplayan zihniyetten Enez çocuklarına bir fayda yoktur. Bu kasaba Emrullah Gürer, Hüsamettin Bereceli, Volkan Ateş, Osman Soygenç gibi 24 saatini öğrencilerine adayan öğretmenleri tanıdı ve onları hiç unutmadı.

***

Başta, Enez’de yeni yapılmaya çalışılan 5 katlı mantıksız, vicdansız, faydasız, yanlış okul inşaatı olmak üzere Enez’de milli Eğitim konusu velilerce, ilgili Dernekler ve sivil toplum kuruluşları ile masaya yatırılmalı, demokratik bir ortamda tartışılmalı ve alınan kararların takipçisi olunmalıdır. Enez’in çocuklarına bu sevgisizlik, ilgisizlik ve boş vermişlik ortamında yazık ediliyor.