ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY
Edirne’de CİĞER/BANDO festivali yapılıyor. Galiba yurt içi ve yurt dışından 14 bando ekibi katılıyor. Her bando ekibi yöneticileri ile birlikte herhalde 50 kişi olsa, diğer misafirlerle birlikte 1000 kişi 3 gün ağırlanacak. Geliş/gidiş, konaklama, 3 öğün yemek ve diğer etkinlik masrafları ile birlikte bütçenin ne olduğunu merak edelim mi? Daha 1 hafta önce KAKAVA Şenliklerine, daha 1 ay önce saraçlar çarşısı ve daha pek çok yerde gösterişli iftar yemeklerine, yakında izleyeceğimiz Kırkpınar organizasyonuna, arkası gelecek olan Çukulata Festivali gibi absürt festivallere harcanan paraları siz merak etmeseniz de ben merak ediyorum.
***
Edirne’nin Dünya çapında olan festivali Kırkpınar güreşleridir. Olması gereken ikinci festival de KAKAVA şenlikleridir. Ne yazık ki ikisi de eskisi kadar ses getirememişken Edirne’ye özgü olmayan ya da Edirne Kültürüne örnek olarak takdim edilmesinden utanılmayan Bando ve ciğer festivali Belediye için gereksiz bir masraftan öte bir şey değildir.
Bu masraflar yerine, örneğin bir metro inşaatı, bisiklet yolları projesi, trafiğin düzenlenmesi, park yeri sorunun çözülmesi, şehir içi ulaşımının sorunlarının giderilmesi gibi alt yapıya ait olumsuzlukların giderilmesi için yapılacak projeler ve çalışmalar Edirne’nin tanıtılması için daha öncelikli ve daha yararlı olabilecek işlerdir. Örneğin daha pek çok yörede bisiklet ile ilgili bir birikim yokken bisiklet sporunun 1940 lı yıllarda şampiyonlar çıkardığı Edirne’de, trafik için de çözüm olabilecekken bisiklet sporu, kullanımı, yaygınlaştırılması için neler yapılıyor?
***
Başkan Recep Gürkan’ın iddia ettiği gibi Edirne Kültür Başkenti falan değildir. Selimiye’yi çıkart, her yıl gelen turistin onda birini göremezsiniz. Edirne bir kültür başkenti olabilir mi? Elbette olabilir. Ama çukulata, bando, ciğer festivalleri ile olmaz. Edirne islam eserlerinin en güzel örneklerinin olduğu, Osmanlı’nın en önemli başkenti olarak, İslam ve Osmanlı tarihi açısından çok önemli zenginliklerine sahip bir kenttir. Şeyh Bedrettin’in memleketidir. Selimiye Camii ve Edirne tüm islam aleminin neredeyse bir hac yeri sayılır. Öne çıkarılması gerekenler budur.. Osmanlı’nın sağlık açısından kendi çağında, dünya zirvesini temsil eden Beyazıd Külliyesi’ni görmeye gelenlerle ciğer festivaline gelip bedava “MİLLETİN ciğerini yemeye gelenler” arasında çok önemli kültürel fark vardır.
***
Ne yazık ki ülkemizde son 30-40 yılda kültür ve sanat, belediyelerce çok ucuzlatılmıştır. Birkaç popüler şarkıcı ile anlaşıp, bedava festivaller düzenleyip, halkı bir yerlerde toplamak, fırsattan istifade nutuk atmak ve popülaritesini artırmak Belediye Başkanları’nın vazgeçemedikleri bir hizmet türü olmuştur. Bunun adına bazen kültür festivali de denebilmiş ve bedavacı bir toplum oluşturulmuştur. Festivallerde halkın sahada katkı veren ve üretken olması yerine, tribünde seyirci olması tercih edilmiştir. Çocuklara, gençlere, sanatçılara, yazarlara fırsat ve ortam yaratmak, daha iyi koşullarda üretmelerini sağlamak yerine sadece gösterişe dönük laylaylom festivalleri yeni ve farklı bir turist kitlesini Edirne’ye taşımaz.