ERDOĞAN DEMİR
Tüm Emekliler Sendikası Keşan Temsilcilik Başkanı Ahmet Erkan, 23 yıldır emeklinin haklarını yağmalayan politijkaların hesabını soracaklarını belirten yazılı bir açıklama yayınladı.
Açıklama şöyle;
“TÜRK-İŞ’e göre 2025 yılı Eylül ayı açlık sınırının 27.970 lira, yoksulluk sınırının 91.109 lira, BES-AR Araştırmaya göre 2025 yılı Ekim ayı açlık sınırının 37.287 lira, yoksulluk sınırının 92.378 lira olarak açıklandığı bu günlerde 2026 Bütçe görüşmelerinin başlayacağı göz önüne alındığında iktidar yandaşı, sözüm ona ekonomistler ve yandaş medya çığırtkanları, emeklilere, kamu Çalışanlarına ve asgari ücretlilere verilecek 2026 maaş zamlarını seslendirmeye, algı oluşturarak rıza üretme derdine düşmüş durumdalar. Yaygaralarında en düşük emekli maaşının 19.500 lira seviyelerinde, asgari ücretin 29.000 lira seviyelerinde ve memur ve memur emekli zamlarında da %15 sevilerinde artış olacağı algısını oluşturarak rıza üretme gayretine girmiş durumdalar.
Oysa AKP-MHP iktidarı döneminde;
Emeklinin Alın Terine El Koyuldu; 2002 de asgari ücretin üzerinde maaş alan emekli, bugün aldığı maaşla pazara bile çıkamıyor. 5510 Sayılı yasa ile aylık bağlama oranları düşürüldü, güncelleme kat sayıları budandı, emekli sefalete mahkum edildi.
Sosyal Devletin Yerine Sadaka Düzeni Kuruldu; Emekliye hak değil, lütuf muamelesi yapan anlayış; sadakayı sosyal politika haline getirdi. Seçimden seçime verilen ikramiyeler, sosyal yardımlar bağımlı bir toplum yaratmanın aracına dönüştü..
Biz emekliler sadaka değil hakkımızı istiyoruz!
Sağlık Hakkı Paraya Bağlandı; Katkı Payları, ilaç farkları, özel hastane ücretleri derken; Sağlık hizmeti artık bir hak değil , parası olanın erişebildiği bir ayrıcalık haline geldi. Emekli, borç kuyruklarına mahkum edildi. Bu utanç verici düzenin sorumlusu ; Sosyal Devleti ortadan kaldıran AKP-MHP iktidarıdır.
“Reform” Adı Altında Haklarımız Gasp Edildi; Her yeni düzenleme “REFORM” diye sunuldu. 5510 Sayılı Yasa ve diğerleri gibi şimdi de uygulamaya sokulan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi(TES) ikinci bir prim yükü ve özelleştirilmiş bir gelecek demektir. Bu “REFORM” değil; emeklilik hakkımızın ticarileştirilmesidir.
23 Yılın Sonunda Ortaya Çıkan Gerçek; Yoksullaşan milyonlar, eriyen maaşlar, parayla satılan sağlık, değersizleşen emek…
Türkiye’de emekli artık geçinemiyor. Yaşayabilmek için yeniden çalışmak zorunda. Bu tablo bir kader değil AKP-MHP iktidarının siyasi tercihinin sonucudur.
Çare Belli: Örgütlenme, Dayanışma, Mücadele; Kurtuluş ne iktidar değişiminde ne de vaatlerde… Gerçek kurtuluş ve çözüm örgütlü mücadelede, yan yana , omuz omuza durmakta, birlikte hak aramaktadır.
Tüm Emeklilerin Sendikası bu mücadelenin sesi ve adresidir!
Birleşelim, dayanışalım, değiştirelim!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!”





