EKONOMİ

Şeref Oğuz: 2024, ekonomide düzeltme yılı olacak

ULUSAL BASIN - EKONOMİ: www.ekonomim.com’un ekonomi yazarı Şeref Oğuz, “2024 yılı, ekonomide düzeltme yılı olacak” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Abone Ol

HABER MERKEZİ 

Oğuz, köşe yazısında, sürdürülebilirlik kavramının önemine vurgu yaptı. Oğuz, sürdürülebilirlik, insanlığın hayatiyetinin daimi kılınabilmesi için üretim ve çeşitliliğin devamlılığını sağlayan bir yetenektir ancak bu yeteneği geliştirmek için, her biri diğeriyle ilişkili, sebepleri uyumlu, sonuçları bütünleşik adımlar atmak gerektiğini belirtti. Şirketlerin sürdürülebilirliğinin, kendilerini var eden tüm koşulların istikrarından kaynaklandığını kaydeden Oğuz, 2024 yılında ekonomide düzeltme yapılması gerektiğini, bunun için de sürdürülebilirlik ilkesinin her alanda uygulanması gerektiğini savundu.

Şeref Oğuz, köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:

Sürdürülebilirlik; daimi olma yeteneğidir. Üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken insanlığın hayatiyetinin daimi kılınabilmesidir. Son çeyrek yüzyıldır, her neyi daimi kılma niyetindeysek, başına bu kelimeyi ekliyor ve sorumluğumuzu yerine getirmiş olmanın edasıyla davranıyoruz.          

Aslında öyle mi? Sürdürülebilirlik, her biri diğeriyle ilişkili, sebepleri uyumlu, sonuçları bütünleşik adımlar toplamıdır. Var kalma zorunluluğu, çoklu bileşenlerin eşanlı ahengiyle mümkün olabilir. Şirketinin sürdürülebilirliği, seni var eden tüm koşulların istikrarından gelir.  

KURUMLARIN TERMODİNAMİK KIYAMETİ

Aslında sürdürülebilirlik, doğaya, evrenin dinamiğine ters bir tutumdur. Doğan her şey, büyür, gelişir ve ölür. Bu, bir yıldız kümesi olduğu kadar, şirket veya kurum da pekâlâ olabilir. Newton zaten termodinamik kıyamet tanımıyla evrendeki entropinin zamanla artıp, kaosun geleceğini söylemişti.         

Misal, start-up’lar, daha doğumlarında sürdürülebilirliğin gereklerini yerine getirmek isterler. Önce gelişir, ardından üretir, şirketleşip kurumsallaşır ve bahtının da yardımıyla belki de unicorn (1 milyar $’lık) olur, ekonominin yörüngesine çıkar ya da “ben doğarken ölmüşüm” diyerek yok olurlar.   

KURUMLARIN TERMODİNAMİK KIYAMETİ

Aslında sürdürülebilirlik, doğaya, evrenin dinamiğine ters bir tutumdur. Doğan her şey, büyür, gelişir ve ölür. Bu, bir yıldız kümesi olduğu kadar, şirket veya kurum da pekâlâ olabilir. Newton zaten termodinamik kıyamet tanımıyla evrendeki entropinin zamanla artıp, kaosun geleceğini söylemişti.         

Misal, start-up’lar, daha doğumlarında sürdürülebilirliğin gereklerini yerine getirmek isterler. Önce gelişir, ardından üretir, şirketleşip kurumsallaşır ve bahtının da yardımıyla belki de unicorn (1 milyar $’lık) olur, ekonominin yörüngesine çıkar ya da “ben doğarken ölmüşüm” diyerek yok olurlar.   

İKİ SORU İKİ CEVAP

Bencil tutum, sürdürülebilir mi?

Bugün Türkiye, içinden geçtiği ekonomik kaosta, sürdürülebilirliğin limitlerini zorluyor, var kalabilmenin yollarını arıyor. Ancak sadece kendisinin sürdürülebilirliği peşinde koşanların, bunun imkânsız olduğunu kavraması, iş birliği ve iş bölümü olmaksızın başarılamayacağını görmesi gerek.        

Sürdürülebilir büyümenin temel bileşenleri nelerdir?

Öncelikle bütünlük, üretimde süreklilik, paylaşıma açık yapılar oluşturmak ve içinde bulunduğu ekosistemi besleyebilme yetisidir. Tek ağaçtan söz edersen, ağacın ömrüyle sınırlarsın kendini. Fakat orman içinde dayanışarak var olabilmen, büyüterek büyümek ile mümkün olabilecektir.

Not

ANCAK DAYANIKLI OLANLAR AYAKTA KALACAK

Aslında sürdürülebilirlik yerine dayanıklılık kavramı, daha anlamlı geliyor bana. Ekonomide düzeltme yılı yaşayacağız ve ancak dayanıklı olanlarımız hayatta kalacak. Gerisi çok zorlanacak. Batacak demeye dilim varmıyor ama servet el değiştirecek. Güç; akılsızdan akıllıya, sabırsızdan sabırlıya, verimsizden verimliye doğru akacak. Zombi şirketler iyi ki batacak. Çevik ve akıllılar yaşayacak.         

Sürdürülebilirliğin bir gelecek temennisinden öteye taşabilmesi, söylemlerle değil, eylemlerle olabilir ancak. Zor zamanlarda sürdürülebilirlik, romantik ümitlere dönüşür zira… Ancak dayanıklılık peşinde koşmak, daha anlamlı gayret olabilir.          

Bugün şirketlerimiz, zor zamanlardan kurtulma yeteneğiyle ekonomideki varlıklarını sürdürebiliyorlar. Dayanıklılık da zaten zor zamanlardan kurtulma becerisidir. Tek bir şirketi veya ekosistemi dayanıklı kılabiliyorsan, sürdürülebilirliğin kodlarına bir adım daha yakın duruyorsun demektir.        

Karmaşada yol alma becerisine sahip yöneticiler, şirketi, kurumu hatta devleti dayanıklı hale getirir, krizlerde daha az zedelenmenin yollarını bulur, iş birliği ve iş bölümü sayesinde iş kültürüne dayanıklılık geni aşılayabilir. Bugün bize sürdürülebilirlik için dayanıklılığı başaran kabiliyetler gerekiyor.