YİNE EMEKLİ YİNE ZAM

Emekliye verilecek zamlar altı ay önceden basında yer almaya başlar. Her gazete ve televizyonları ellerinde bulunduranlar kendi siyasi görüşlerine göre değerlendirme yaparlar. Bazı kanallarda tartışma programları yapılmakta burada tartışmaya belirli gazeteciler ve siyasi kişiler bulunmaktadır. Bu kişilerin bilmediği bir şey yok. Ekonomiden tutunda Savunma sanayinden, Sağlıktan her konuda maşallah adamlar uzmanlaşmış. Örneğin bu günlerin konusu hukuk kanaldaki Avukatı dinliyorsun adam aklı diyorsun. Başka bir Kanala geçiyorsun. Orada başka bir avukat tam tersini anlatıyor ona da adam doğru söylüyor diyorsun. Yani Nasrettin hoca işi sende aklısın.
Ekonomide de aynı olay. Birine bakıyoruz battık batıyoruz. Değerine baktığımızda her yer güllük gülistanlık. Ya bunun ortası yok mu? Neye inanacağımızı şaşırdık. Bu işleri tarafsız anlatan ve anlatacak birileri yok mu? Medya ikiye ayrılmış biri yandaş, diğeri yoldaş medya diye birini suçluyorlar. Bize ne yandaş nede yoldaş medya lazım. Bize tarafsız ve bağımsız gerçekleri anlatan medya lazım.
Emekliye verilecek zamlar altı ay tartışıldıktan sonra tam bir dağ fare doğurdu. Ben Kamu emeklisiyim son birkaç seneye kadar asgari ücretin alında kalmıyordum son yıllarda maalesef asgari ücreti altında kalmaktayım. Alt kademede bir kamu görevlisi olarak hep en düşük maaşı alıyordum. Bu güne kadar. Babadan destek ve daha sonra Babadan kalan mirası yiyerek bu güne kadar geldik. Deniz bitti yaş yetmişe dayandı şöyle huzurlu bir emeklilik istiyoruz. Ama maalesef aybaşını nasıl getireceğimizi düşünmekten uykularımız kaçıyor. Bu gidişle korkarım devlete borçlu bir şekilde gideceğiz gibi geliyor bana. Arkada kalanlar arkamızdan herhalde hayır dua etmeyecektir.
Artık kimseyi suçlamıyorum. Sadece kendimi suçluyorum demek ki yaşamayı bile becerememişik. Becere bilenlere ne mutlu. Acaba yanlış kurumda mı çalıştık? BB demi çalışsa idik diyemeden geçiyor insan…