Terminaller!
Ey bizi bir kuş gibi uçuran viraneler!
Seyyah olma hazzını gönle tattıran yerler
Hicranın, gözyaşının, vuslatın harmanında
Gönül kervanlarına “gel! ”diyen terminaller
..*.
Gönül kanatsız uçar senin bahçelerinde
Duygu yüklü rüzgarlar senin sinende eser
El öpen, yüzü gülen, kucaklaşan insanın
Duygu rüzgarlarıyla titrer sende gönüller
*
Uzun yolculukların rampasının sen bizim
Senden uzaklaşırken bir başka olur içim
Hele sana gelirken o kavuşma sevincim
İlk seninle azalır ey güzel terminalim
*
0tobüs kanadına sende biner-ineriz
Sende bekler otolar, uçmamışlarsa henüz
0turup ta onların sıcak koltuklarına
Kaf Dağı’nın ardına hep onlarla gideriz
.*
0tobüsler kalkmazsa eğer tam saatinde
Erimiş kurşun gibi his çöker içimize
Deriz ki: "Hadi kaptan! Geç artık mahalline!
Yolcu yolunda gerek, veda et terminale! "
*
Hoş duygular çiseler sende insan gönlüne
Kimine vuslat yağar, kimine ayrılıklar
El sallayan, ağlayan, tokalaşan insanın
Gönül yağmurlarıyla ıslanır sende gözler
*
0tobüs kervanları beklerken peronlarda
Gönüller bulut bulut gezinirler bağrında
Kimi yaş olup akar, kimi de el kol sallar
Evrensel bir dil ile konuşur gönül burda
.*.
Bu fani dünya gibi terminal de bir handır
Hatta handan da öte, onlar kervansaraydır
Gönül kervanlarının uğradığı bu handa
Bu duyguyu tatmadım diyen varsa yalandır.
.*
Her insan belleğinde ordan bir anı vardır
Birkaç damla gözyaşı ya da gülen göz vardır
Sallanılan ellerden dökülen duygularda
Ya kavuşma özlemi ya da bir hicran vardır
*
Her ana evladına sarılmıştır bir kere
Babalar Mehmet’ini göndermiştir askere
Umut yüklü gönüller çıkarken gurbet ele
Gurbetin yakan koru düşmüştür gönüllere
.*
Yavrumuzu beklerken coşmuştur yüreğimiz
Gönle ateş düşmüştür gelmezse sevdiğimiz
Hele görmüşsek 0’nu otobüsün camından
Camlara yapışmıştır buğulu gözlerimiz
.*.
Bu dünya hayatında herkes yaşar bu anı
Bir okula...askere..yollarken evladını
Sonra gurbet ellerde yanan hicranlı gönle
Terminaller han gibi açarlar kollarını
.*..
Ey gönlümü özlemle dolduran terminaller!
Ceylan gözlü yavrumu elimden alan yerler
Seyahatin hazzını...ayrılığı...vuslatı
Sevdiğimle birlikte bana yaşatan yerler
.*.
Yol aldıkça uzayan gurbetin yollarını
Zümrüd-ü Anka gibi kısaltırken otolar
Gittiğimiz yerlerde mevsimler yakalarız
Dağlarla, denizlerle, tarih ile beraber
*
Ve uzaktan görünce onun duvarlarını
Bir anda erir gider hicranın acıları
Biliriz ki az sonra orda savrulacaktır
Sılaya kavuşmanın mutluluk rüzgarları
.*
Şimdi nerede görsem bir terminal binası
Bilirim ki içinde gezer gönül kervanı
Sevinci ve hasreti taşıyan gönüllerle
Yine ıslanmaktadır terminal duvarları
.*...
Ne zaman uğurlasam sevdiğimi buradan
Gönlüm de yola çıkar bu kervansarayından
Giden yalnız o olmaz gidilecek diyara
Benim gönlüm de gider otobüsün ardından
.*.
Su dökerim onlara bazan gönül kovamdan
El sallarken gidene bulunduğum perondan
Derim ki haykırarak
terminal (otogar) kapısından;
Yine gelin ey kaptan!
Bize selam getirin gittiğiniz diyardan
Seyyah olma hazzını gönle tattıran yerler
Hicranın, gözyaşının, vuslatın harmanında
Gönül kervanlarına “gel! ”diyen terminaller
..*.
Gönül kanatsız uçar senin bahçelerinde
Duygu yüklü rüzgarlar senin sinende eser
El öpen, yüzü gülen, kucaklaşan insanın
Duygu rüzgarlarıyla titrer sende gönüller
*
Uzun yolculukların rampasının sen bizim
Senden uzaklaşırken bir başka olur içim
Hele sana gelirken o kavuşma sevincim
İlk seninle azalır ey güzel terminalim
*
0tobüs kanadına sende biner-ineriz
Sende bekler otolar, uçmamışlarsa henüz
0turup ta onların sıcak koltuklarına
Kaf Dağı’nın ardına hep onlarla gideriz
.*
0tobüsler kalkmazsa eğer tam saatinde
Erimiş kurşun gibi his çöker içimize
Deriz ki: "Hadi kaptan! Geç artık mahalline!
Yolcu yolunda gerek, veda et terminale! "
*
Hoş duygular çiseler sende insan gönlüne
Kimine vuslat yağar, kimine ayrılıklar
El sallayan, ağlayan, tokalaşan insanın
Gönül yağmurlarıyla ıslanır sende gözler
*
0tobüs kervanları beklerken peronlarda
Gönüller bulut bulut gezinirler bağrında
Kimi yaş olup akar, kimi de el kol sallar
Evrensel bir dil ile konuşur gönül burda
.*.
Bu fani dünya gibi terminal de bir handır
Hatta handan da öte, onlar kervansaraydır
Gönül kervanlarının uğradığı bu handa
Bu duyguyu tatmadım diyen varsa yalandır.
.*
Her insan belleğinde ordan bir anı vardır
Birkaç damla gözyaşı ya da gülen göz vardır
Sallanılan ellerden dökülen duygularda
Ya kavuşma özlemi ya da bir hicran vardır
*
Her ana evladına sarılmıştır bir kere
Babalar Mehmet’ini göndermiştir askere
Umut yüklü gönüller çıkarken gurbet ele
Gurbetin yakan koru düşmüştür gönüllere
.*
Yavrumuzu beklerken coşmuştur yüreğimiz
Gönle ateş düşmüştür gelmezse sevdiğimiz
Hele görmüşsek 0’nu otobüsün camından
Camlara yapışmıştır buğulu gözlerimiz
.*.
Bu dünya hayatında herkes yaşar bu anı
Bir okula...askere..yollarken evladını
Sonra gurbet ellerde yanan hicranlı gönle
Terminaller han gibi açarlar kollarını
.*..
Ey gönlümü özlemle dolduran terminaller!
Ceylan gözlü yavrumu elimden alan yerler
Seyahatin hazzını...ayrılığı...vuslatı
Sevdiğimle birlikte bana yaşatan yerler
.*.
Yol aldıkça uzayan gurbetin yollarını
Zümrüd-ü Anka gibi kısaltırken otolar
Gittiğimiz yerlerde mevsimler yakalarız
Dağlarla, denizlerle, tarih ile beraber
*
Ve uzaktan görünce onun duvarlarını
Bir anda erir gider hicranın acıları
Biliriz ki az sonra orda savrulacaktır
Sılaya kavuşmanın mutluluk rüzgarları
.*
Şimdi nerede görsem bir terminal binası
Bilirim ki içinde gezer gönül kervanı
Sevinci ve hasreti taşıyan gönüllerle
Yine ıslanmaktadır terminal duvarları
.*...
Ne zaman uğurlasam sevdiğimi buradan
Gönlüm de yola çıkar bu kervansarayından
Giden yalnız o olmaz gidilecek diyara
Benim gönlüm de gider otobüsün ardından
.*.
Su dökerim onlara bazan gönül kovamdan
El sallarken gidene bulunduğum perondan
Derim ki haykırarak
terminal (otogar) kapısından;
Yine gelin ey kaptan!