J E O – Y A Ş A M
Devamlı gündemden düşmeyen nükleer santral, termik santral, yenilenebilir enerji kaynakları arasındaki farkları daha iyi görebilmemiz için böyle bir yazı kaleme aldım.
NÜKLEER SANTRAL
Nükleer santral, jeneratör türbinini döndürmek için su buharı kullanılır. Suyu buharlaştırmak için radyoaktif maddeler nükleer reaktörde yakıt olarak kullanılarak oluşan ısı ile su buharı elde edilmesi sayesinde, su buharı ile jeneratör türbini döndürülerek elektrik enerjisi elde edilir. Radyoaktif element uranyumun, bölünme sırasında kütle kaybından dolayı çok büyük bir enerjinin açığa çıkmasına nükleer enerji denir. Nükleer santral 365 günün 330 günü enerji üretir, her zaman emre amadedir. Nükleer santrallerde yakıt maliyeti toplam maliyet içinde %10-15 civarındadır. Yakıt maliyeti iki katına bile çıksa elektrik fiyatları bundan etkilenmez. Nükleer santralin ömrü 60 yıldır bunun süresini uzatmak her zaman mümkündür. Kuruluş aşamasında büyük bir alan kaplamaz. Kuruluş maliyeti pahalıdır fakat üretim süresi uzundur. Radyoktif atıkların çok iyi muhafaza edilmesi gerekmektedir, günümüz teknolojisinde bunları güvenlikli bir şekilde muhafaza etmek mümkündür.
TERMİK SANTRAL
Kömür veya doğalgaz yakılarak su buharlaştırılır ve elde edilen buhar gücü ile jeneratör türbini döndürülerek elektrik enerjisi elde edilir. Termik santrallerin devreye alınış ve çıkışları çok kolay ve hızlı değildir. Yakıtlarını elde etmek insanoğlunun elindedir. Devreye alınış ve çıkışlarında verim kaybına uğrarlar. Kömür veya doğalgaz fiyatlarının artması elektrik fiyatlarını büyük bir oranda yukarıya çeker. Doğalgaz gibi ani fiyat değişimleri olması, elektrik fiyatlarında istikrar olması beklenemez. Termik santrallerin hammadde kaynakları belirli yörelerdedir. Kuruluş masrafları azdır. Termik santrallerde kullanılan kömürlerin çoğu kalitesiz olup, bacadan çıkan kükürt, azot ve karbon asitleri havada su buharı ile birleşerek asit yağmurları oluştururlar. Aşırı şekilde su, hava, toprak kirliliğine neden olduklarından zorunlu olmadıkça tercih edilmemesi gerekmektedir. Maliyet açısından en ucuz santrallerdir.
HİDROELEKTRİK SANTRAL
Barajlarda veya akarsularda biriken, yer çekimine karşı potansiyel enerjiye sahip olan suyun borular yardımıyla seviye farkı oluşturularak kinetik enerjiye dönüştürülerek su tarafından jeneratöre bağlı türbinler döndürülerek elektrik enerjisi elde edilmesidir. Hidrolik santrallerin yıllık üretimleri kaynağa gelen su miktarına bağlıdır. Devreye alınış ve çıkışları çok kolaydır. Gereksinim oldukça devreye alınıp, olmadıkça devre dışı bırakılmaları kolaydır. Elektrik enerjisi depo edilemez ama su depo ederek dolaylı yoldan elektrik depo edilmiş olur. Diğer enerji kaynaklarına göre ülkemiz su açısından şanslı durumdadır. Hidroelektrik santraller pahalı yapılardır. Çevreye etkisi sadece iklim değişikliğidir.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Rüzgar, güneş gibi enerji kaynaklarından 365 günün yaklaşık 120 günü elektrik enerjisi üretilir. Rüzgar ve güneş enerji santralleri yıllar geçtikçe verimleri düşer, ömürleri yaklaşık 20-30 yıldır. Büyük alanlar kaplar. Yakıt girdisi olmamasına rağmen fotovoltaik (PV) panellerinin dış etkilerden dolayı hasar görmesi büyük bakım masrafları gerektirmekdedir. Ayrıca gündüz elde edilen fazla enerjinin depolanması için kullanılacak akülerin bakımı ve belli periyotlarla değiştirilmeleri gerekmektedir. PV panelleri kilometrelerce alan kaplamaktadır. Çevreye etkisi rüzgar güllerinin gürültüsüdür. Jeotermal enerji, dünya çekirdeğinin sıcaklığı sebebiyle yerin derinliklerinde oluşan ısı ile ısınan jeotermal sular ve bunların buharı kullanılarak elektrik enerjisi elde edilmesidir. Maliyeti düşüktür. Fazla alan kaplamaz. Kurulum aşaması jeotermal alanlardır.
Ülkemiz enerjide dışa bağımlı olduğu için her kaynağı çeşitlendirmemiz, kaynaklarımızı en verimli bir şekilde kullanmamız gerekmektedir. Kaynak çeşitliliği enerji arz güvenliği açısından çok önemlidir. BU KAYNAKLAR BİRBİRİNİN ALTERNATİFİ DEĞİL TAMAMLAYICISIDIR.
Mustafa KARAAĞAÇLI
Jeoloji Mühendisi