Şimdi sizlere mübarek Ramazan ayının 26. gününe denk gelen Kadir Gecesi’nin sabah saatlerinde Enez Kavşağı’ndan çektiğim görüntülerden bir kaç tanesini sergileyeceğim... Emeği geçen herkesin, Kadir Gecesi mübarek olsun!.. Sayenizde vatandaşım bol bol sevap kazandı!.. Saygılarımla...
KEŞAN’A VE KEŞAN’LIYA VERE VERE BANA KALMADI!..
Dün sabah gözümü açtım ve kalbimden ilk geçen, ‘Bugün için vatandaşıma ne hayır yapabilirim?’ sorusu oldu... Aracıma atladım, ‘Allah’ım beni hayır yapabileceğim yere yönelt’ dedim... Baktım, Enez Kavşağı’na doğru ilerliyorum... Aaa... Ne güzeldi... Köprü altına Enez’e gidiş tabelası kalkmıştı, doğru ilerleyip karşıya geçecektim... Tabii ilerlemedim, hemen aracımı yolun sağına tehlike arz etmeyecek bir yere park edip, kavşağa yaya olarak ilerledim... Kavşağa geldiğimde ise, Enez istikametine giden yolun tamamen kapatılmış olduğunu gördüm... Daha önce alternatif olarak gösterilen köprü altındaki yol, sadece Keşan-Enez karayolundaki işletmelere gidenler için kullanılabilir hale gelmişti... Enez ve o bölgeye gidecekler için ise artık mecburen Keşan-Erikli karayoluna bağlanıp, oradan Büyükdoğanca Köyü’nden Kılıçköy’e çıkacaklardı... Şöyle bir göz gezdirdikten sonra tam fotoğraflama olayına geçecektim ki bismillah!.. Sürücüler başladı yön sormaya!.. İlk soru 34 plakalı otomobildeki beyefendiden geldi, ‘Afedersiniz Hanımefendi Erikli’ye nasıl gidebiliriz?’ dedi... Sağa sola baktım beyefendiye, ‘tabelaları izleyebilirsiniz’ demek için ama Erikli Sahili yazan bir tabela göremedim... Mecburen tarif ettim, mübarek Kadir gününde de ‘Allah razı olsun’ duası aldım... Derken otomobiller ara ara durmaya başladı, otomobillerin içindekiler de bölgemizdeki sahillere gidiş yönü ile ilgili yardımcı olmamı istedi... Durmayıp transit geçenler ise sanıyorum Ege tarafına geçenlerdi... Hal böyle olunca 1 saat kavşakta durmak zorunda kaldım... Haa, bu arada ‘neden fotoğraf çekiyorsunuz?’ diyenler de oldu... ‘Kavşağın halini’’ deyince de ‘Çok teşekkürler’ denilip, zafer işaretleri bile gösterildi!.. Bir taraftan sürücülere yol tarifi yapıyorum, bir taraftan geçişler sırasında hayal gücümü çalıştırıyorum, bir taraftan da fotoğraflamaya çalışıyorum... Tam o arada telefonum da çalmaz mı... Telefonun diğer ucundaki beyefendi ‘Merhaba Neşe Hanım, yazılarınızı sürekli okuyorum. Kamudan emekliye ayrıldım. Bugünkü (dünkü) yazınız için size teşekkür etmek istedim ama inanın sizin için kaygılanıyorum. İnşallah size bir zarar vermezler’ dedi... Hafif gülümsedim ve beyefendiye duyarlılığından ve hassasiyetinden dolayı teşekkür ettikten sonra, ‘Korkmayın, tedirgin olmayın beyefendi. Benim eleştirdiğim kişiler Keşan’a ve Keşanlı’ya o kadar zarar verdi ki, vere vere de bana kalmamıştır!’ dedim...