Keşan halkı sıcaktan bunalıyor ama havalanmak için penceresini aralasa, yoldan küfür gibi toz yağıyor!.. Keşan’ın yollarında araçlarını paralayan vatandaşım artık ‘illallah’ dedi... Kimisi sabretti, kimisi sineye çekti, kimisi feveran etti ama ilgilileri, ‘çukur yol kalmayacak’ dedikçe, özlemle bugünü bekledi... Şehir içinde asfalt çalışması yapan bir ekip görse, ‘bizim yola ne zaman geleceksiniz?’ diye yakasına yapıştı... Peki, ne oldu da Keşan’ın trafik akışı yoğun olan birçok cadde ve sokağı çukurdan geçilmezken, Kocadere Göleti’nin Keşan-İstanbul karayoluna bakan tarafındaki yolda çalışma yapılıyor? Bu çalışma bir bedel karşılığı mı yoksa hatıra binaen mi gerçekleştiriliyor!.. Bir bedel karşılığında ise bedelin tutarını öğrenmek isterim... Ama hatıra binaen bir çalışma ise, doğrusu ‘pes!’ derim...
Çünkü; Keşan’a misafir olarak gelen ve gördüğü manzara karşısında şikayetlerini ileten vatandaşım bana, ‘Keşan’da nasıl yaşıyorsunuz?’ diye soruyor...
Onlara; ben desen desen kaldırımlarda gezmekten hoşlanıyorum(!); kaldırımda esnafın ürünlerini gördükçe içim açılıyor(!); halk parklarının kilitli olduğunu görmek ve köşelerinin bankamatiklerle süslendiğini görmekten zevk alıyorum(!); çift yönlü geçiş sağlanan bir sokak yoluna girdiğimde, bir araçla karşılaşıp geçemediğim zaman trafik kilitlenmesi yaşanması ve yarım saat yoldan geçişi beklemek bütün adrenalinimi alıyor(!); seyyar satıcıların şehrin göbeğindeki köşe başlarını tutmaları ve hem araç hem de yaya trafiğini aksatmaları acayip keyif veriyor(!); Cumhuriyet Meydanı’na geldiğimde Meydan’ın görüntüsünü engelleyen dev billboardı gördüğümde, ‘İşte Meydan böyle olur! Bravo ilçemizi yönetenlere(!)’ deyip, ferahlıyorum(!); kış aylarında kirli havayı solumak ve ciğerlerime kirli hava bağışıklığı kazandırmak beni son derece mutlu ediyor(!) diyorum...
Böyle demeyip de; ‘Ben gelişmiş ve modern şehirleri gezip gezip keyif alıyorum, memleketime geldiğimde de kafayı çekip ilçemizi toz pembe görüyorum!’ diyecek halim yok herhalde... Saygılarımla...