Uslu’nun açıklaması, Akhoca Köyü’nden, rahmetli İbrahim Arslan ağabeyi aklıma getirdi…
Allah gani gani rahmet eylesin… Mekanı Cennet olsun…
Tam bir aydındı İbrahim ağabey. Devleti yönetenlerin ve Cemaleddin Uslu’nun son yıllarda gördüğünü, 20 yıl evvel görmüştü.
Devletin öcü gibi baktığı kanolanın (kolza-rapiska), Türkiye’nin yağ açığına çare olacağını daha o yıllarda haykırmıştı.
İbrahim ağabey, Medya Keşan’a yaptığı açıklamalarda, yana yakıla kanolanın yararlarını anlatıyor, akaryakıttan sonra, en fazla dövizi bitkisel yağa ödeyen Türkiye’nin kurtuluşunun bu bitkide olduğunu söylüyordu.
İbrahim Arslan açıklamalarında, Hollanda’dan kanola tohumu getirtmek için zamanın (1977) ticaret bakanına başvurduğunu ancak izin alamadığını, Türkiye’de ekimi engellenen kanolanın; Hollanda, Almanya ve Amerika’da serbestçe ekildiğini anlatıyordu.
Bu konuyu o yıllarda (1994-95) birkaç defa haber yaptık ama devletin çok yüksek ziraat mühendisleri ve tarımla ilgileri “Benim köylüm!”den öteye geçmeyen siyasetçileri duymadı bile.
Kısacası, “köylü” İbrahim Arslan, kravatlılara doğruyu gösteremedi.
Peki ne oldu da 20 yıl evvel kötü olan şimdi iyi oldu?
Ziraat mühendisleri o zaman da vardı, şimdi de var…
Türkiye’nin yağ açığı o zaman da vardı, şimdi de var…
Kanolanın genetiği o zaman neyse şimdi de o…
Hiçbir şey olmadı… Olan sadece, devletin, İbrahim Arslan’ın 20 yıl gerisinden geldiğinin ortaya çıkmasıdır.
Sevgiyle kalın…