Depremin olumsuz etkilerini ülke olarak yaşıyoruz. Şimdi bir yandan yaşam normale dönmeye başlarken sizin de ruhsal açıdan bunlardan az ya da çok etkilenmeniz oldukça doğaldır. Bunları yalnızca siz değil hepimiz yaşıyoruz. Herkes çok korktu, herkes çok üzüldü. Çoğu insan sizin gibi bir şey yapamadığını düşünüp çaresiz hissetti, vicdan azabı çekti. Ancak biliyor ve görüyoruz ki hepimiz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Depremin Üstünden 1 Hafta Geçmesine Rağmen Devam Edebilecek Tepkiler
Aşırı korku, çaresizlik hisleri.
Tepki verememe, ani ve şiddetli tepkiler ya da hiç tepki vermeden donakalma.
Şok, duygularınızı hissedememe, tepkisizlik, ağlayamama.
Deprem olayını sürekli tekrar yaşıyor gibi hissetme: Deprem anlarını tekrar tekrar hatırlayabilir, yaşananlarla ilgili rüyalar görebilir, depremi yaşadıysanız olay sanki yeniden oluyormuş gibi hissedebilirsiniz.
Deprem olayını hatırlatan yerlerden ya da durumlardan kaçınmak: Olayın tamamını ya da bazı kısımlarını hatırlayamayabilir, depremin olduğu eve giremez, insanlardan uzaklaşır, olayla ilgili konuşmayı istemeyebilirsiniz.
Aşırı gerginlik belirtileri: Uykusuzluk, sinirlilik, çabuk öfkelenme, aşırı irkilme, çarpıntı, titreme, nefes almakta zorluk yaşayabilirsiniz.
Geleceğinizin kalmadığı duygusuna kapılabilirsiniz.
Kendinizi Daha İyi Hissetmek İçin Neler Yapabilirsiniz?
İlk günlerde uykusuzluk, iştahsızlık, bir şey yapmak istememe, halsizlik, çaresizlik, umutsuzluk hisleri olağandır. Bu nedenle sakinleştirici/yatıştırıcı ilaç ya da alkol kullanmayın, uykunuz günler içinde düzelecektir.
Yaşadığınız olaylardan dolayı kendinizi tehlike altında hissettiğinizde bedeninizde de çarpıntı, nefes darlığı, bulantı, titreme, göğsünüzde baskı hissi gibi belirtilerin ortaya çıkması doğaldır. Kaygınız azaldığında bu belirtiler kendiliğinden ortadan kaybolacaktır.
Yaşadığınız olayı sizi dinleyebilecek bir yakınınızla konuşmaktan kaçınmayın. Arkadaşlar, aile, komşularla olan olumlu ve destekleyici ilişkilerinizi sürdürün.
Depremden sonra kapalı ortamlara girmek ya da kalabalık yerlerde bulunmak sizin için kaygı verici ise bunları yapmaktan kaçınmayın ancak kaygı düzeyiniz azalana dek tanıdığınız insanlarla bunları gerçekleştirmeyi deneyebilirsiniz.
Bedeninizin bakımına özen gösterin. Alkol ve sigara kullanımı gibi sağlığınızı olumsuz etkileyecek baş etme yöntemlerini kullanmayın, sizi rahatlatan şeyleri (yürümek, arkadaşlarınızla dertleşmek, ibadet, doğada bulunmak vs.) yapmaya çalışın. Kendinize, “şu an neye ihtiyacım var?” diye sormak çok değerlidir. Sorun ve neye ihtiyacınız varsa onu yapın. Çok yoğun endişe hissediyorsanız nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri iyi gelebilir.
Yaşadıklarınız karşısında kendinizi çaresiz, hiçbir şey yapamayacak durumda hissedebilirsiniz. Deprem yaşamış kişilerde ya da depremi yaşamadığı halde depremi öğrenen kişilerde erken dönemde tüm bu belirtilerin görülmesi doğaldır. Ancak bu durumlar iki hafta içinde azalmıyorsa, günlük yaşamınızı etkiliyorsa, bölgedeki size yardımcı olmaya hazır ruh sağlığı uzmanlarına başvurmalısınız.
Deprem Sonrası Çocuğunuza Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz?
Oksijen maskesini ilk önce kendinize takın. Çocuğunuz ancak siz iyi olduğunuzda, iyi olacaktır.
Çocuklarınızın en temel ihtiyacı kendilerinin ve sizin güvende olduğunu hissetmektir. Çocuklarınıza şu an güvende olduğunuzu, onun yanında olduğunuzu söyleyin.
Çocuklarınızın sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayın (bedensel yakınlığı, elini tutmayı, sarılmayı ihmal etmeyin). Öte yandan bu yakınlığınızı aşırı bir koruyuculuğa dönüştürmeden sürdürmelisiniz. Çocuklarınıza yaşlarına uygun ve yapabilecekleri işler, sorumluluklar vermeniz onların yararına olacaktır.
Okul öncesi dönemde çocukların, kötü bir olay sonrasında kendilerinin sebep olduğuna dair düşünceleri olabilir, kesin olarak onların suçu olmadığını söyleyin.
Korku, kızgınlık gibi duygularını ifade etmelerine izin verin hatta cesaretlendirin, ağlamalarını önlemeyin, tekrarlayan sorularına yanıt verin. Çocuğunuzun duygularını kelimeye dökmelerine yardım edin; “korkuyorum”, “mutluyum”, “kızgınım”, “üzgünüm”. Böyle duyguları hissetmenin normal olduğunu söyleyin.
Çocuklarınızı rahatlatmak için “Geçti.” ya da “Bir şey olmaz” demek yerine olası depremlerde yapması gerekenler konusunda yaşına uygun bir şekilde bilgi verin.
Çocuğun dili oyundur, oyun ile iyileşmesine destek olun. Oynayarak, kelime kullanarak, konu ile ilgili hikayeler okuyarak veya resim çizerek dışa vurmasına yardımcı olun.
Çocuğunuzu gözlemleyin. Başka kimselerden korkma ve uzak durma veya diğer çocuklarla daha fazla kavga etme gibi davranışların, gerginlik nedeniyle yaşanan yaygın tepkiler olduğunu bilin.
Çocuklar okula döndüğünde sınıfında deprem bölgesinden gelen öğrenciler olabilir. Bu nedenle çocuğunuza, deprem bölgesinden gelen öğrencilere çok soru sormaması gerektiğini (nerede kalıyor, deprem nasıl olmuş, evleri yıkılmış mı, anne babası yaşıyor mu, vb.), çok merak ettiği bir şey varsa bu soruları size sorabileceğini anlatın. Bununla birlikte çocuklarınıza, deprem bölgesinden gelen öğrencinin zor bir süreçten geçtiğini, çocuğunuzun desteğine ve arkadaşlığına ihtiyaç duyabileceğini, sadece yanına gidip tanışıp, oyunlara davet etmesinin çok iyi olacağını söyleyebilirsiniz.
Çok fazla etkilenen, davranış değişiklikleri azalmayıp süren ya da gittikçe artan çocuklarınızı en yakın Ruh Sağlığı Uzmanına götürmeniz oldukça önemlidir.
Kaynak: Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi
Keşan Kozmos Psikolojik Danışmanlık Merkezi olarak şehrimize gelen depremzede bireylerimiz, aileleri ve çocukları için ücretsiz psikolojik destek sağlamaya hazırız.
Hepimize geçmiş olsun.
İletişim: 0543 187 18 15
Kozmos Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Yukarı Zaferiye Mah., İnönü Cad., Subay Sok., Saraçoğlu Apart., No:1, K:2, D:4
Keşan / Edirne