nese.tosun.kesan@hotmail.com - 0532 665 32 69
DEDELER, NİNELER KÜLTÜR; GENÇLER DE BOŞ İŞLER PEŞİNDE!
Ayrılış ve buluşma anlarını özel bulmamışımdır hayatımda ve çok üzerinde durmam... Vedalardan hoşlanmadığım gibi, uzunca anlatılan ilk buluşma anları da sıkar beni... (H)Epimiz Keşanlıyız ve tanıyoruz birbirimizi... Uzun bir süredir Önder Gazetesi’nde yer alan köşe yazılarıma, bundan sonra Medya Keşan Gazetesi’nde devam edeceğim ve okurlarımla bu köşede buluşacağım...
1994 yılında gazeteciliğe başladığım Medya Keşan Gazetesi’nde bir süre ara verdikten sonra 2004 yılında tekrar devam ettim ve uzunca bir ayrılıktan sonra 14 Nisan 2014 günü köşe yazımla yepyeni bir başlangıç yaptım... Fazla hüzün(!) yapmak istemiyorum ve siz okurlarımı sıkmadan hemen köşe yazımın konusuna geçiyorum...
11 Nisan 2014 Cuma akşamı... Keşan Türkü Dostları Derneği’nin Türk Halk Müziği konserini izliyorum... Konser sonunda Şef Soner Velioğlu yakındı... İzleyicilere hitaben, ‘Dedeler, nineler, anneler, babalar burada; gençler nerede?’ diye sordu... Yaklaşık 30 koristin bulunduğu koroda; 3-4’ü haricinde 4-5 tanesi 40’lı yaşlar olmak üzere büyük çoğunluğu 50’nin, 60’ın hatta 70’in üzerinde bile korist vardı içlerinde... En azından koroda bulunan babamın 78 yaşında olduğunu ben biliyorum... Velioğlu’nun ‘gençler nerede?’ sorusuna ise cevap gelmemişti dinleyicilerden... Belki de birçoğunun içinden geçen ancak dışa vuramadığı cevabı da ben yazayım size köşemden...
Gençler maalesef ki; cafelerde, barlarda... Gençler maalesef ki; sigara, alkol ve uyuşturucu kıskacında... Gençler maalesef ki; elinde bıçak, çakı, tabanca, tüfekle dolaşmakta... Gençler maalesef ki; kavga-dövüş modunda!.. Gençler maalesef ki; evden okula çıkıp, okul yolu yerine başka yol tutmakta!.. Gençler maalesef ki; çığırından çıkmış, kültür ve ahlak bilgisinden çok uzak diyarlarda...
Onlar müziği; babalarının arabalarına binip, bira şişesi elindeyken teybin sesini sonuna kadar açarak algılayabilmekte... Onlara müzik; sevgilisinin evinin önünden ya da yanından geçerken hoş gelmekte!.. Onlar müziğin doruğuna; çeşitli haplar içip, delirmişçesine hoplayıp zıplarken varabilmekte!.. Onlara ne Türk Halk ya da Sanat Müziğinden, onlara hoş gelen anlamını bile bilmedikleri gavurca müzikler!.. Yani sen de Soner Hocam, kalkmışsın ‘gençler nerede?’ diye sorarsın bir de... Gençlerin keyfi yerinde!.. Ne arayanları var ne soranları ne de karışanları!.. Karışmaya kalksalar ne olacak ki... Anasını da babasını da ninesini de dedesini de dövüyor şimdikileri!... Ellemeyin gençleri... Nasılsa başlarına bir hal geldiğinde hazır bir söz var söylemeye: ‘Su testisi suyolunda kırılır’ gibilerinde! Testi kırılsa gitse ve iş bitse iyi de... O suyolundaki testilerin kaç genci harcayıp, kaç gencin kanına girip, kaç aileyi perişan ettikleri de bir hesap edilse... İşte bu hesap edilmediği sürece; ne o testiler eksilecek ne de suyolunda kırılanların sonu gelecek...
Su testilerinin boşalması ve gençlerin takipçisi olunması dileğimle... Sağlıcakla kalın...