ÇEDES NEDİR?  

Ferhat GÜNDOĞDU (17.12.2023) Yenimuhacir/Keşan 

Abone Ol

ÇEDES Projesi; Millî Eğitim Bakanlığı, Din işleri Genel Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 03.11.2021 tarihinde yapılan 10 sayfa ve 11 maddelik protokoldür. Öncelikle pilot okullarda, daha sonra bütün ilköğretim ve liselerde uygulanmaya başlamıştır.

Açılımı: Çevreye duyarlıyım, Değerlere sahip çıkıyorum. 

Amacı: Öğrencileri bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlere göre yetiştirmek.  

Amaç güzel görünse de Millî Eğitim Bakanlığınca tamamen Diyanet İşleri Başkanlığına bırakılan bir projedir. Protokolün bazı maddelerine göre, temsilci öğretmen, okul müdürleri tarafından seçilecek. (Okul müdürlerinin  çoğu İlahiyat mezunudur.)  Taraflar gerekli gördükleri hâllerde öğretici/ öğretmen danışman olarak destek verecek. Böylece okullara pedagojik formasyonu olmayan müftü, imam, vaiz, vaize, din hizmetlisi görevlisi, Kur’an kursu öğreticisi girmesi sağlanacak. Okullarda öğrencilerin moral ve motivasyonunu artırıcı rehberlik hizmetlerinde bulunacak, manevi danışmanlık görevi yapacaklarmış. Bunun için okullarımızda zaten eğitim fakültelerinden psikolojik eğitim almış, rehber öğretmenlerimiz vardır. Bu öğretmenler yeterli değilse yeni atamalar yapılabilir. Bu uygulamanın asıl amacı, laik eğitim ve yaşam tarzını hedef almak, tarikat ve cemaatlerin okullara sızmasını kolaylaştırmaktır. 

Gezi-gözlem, kitap okuma, çevre ve toprak sevgisi kazandırma, hasta ve taziye ziyaretleri, yardımlaşma, sanat eğitimleri, geleneksel oyunlar, tarihi yerleri ve oturduğu şehri  tanımak/tanıtmak, spor gibi etkinliklerin-bu etkinlikler okullarda öğretmenler tarafından işlenmektedir- çoğu, MEB  kullanılarak , kılıf olarak hazırlanmıştır ve ÇEDES projesinde olmasına rağmen uygulanmamaktadır. Asıl amaç, “Ramazan Etkinlikleri” adı altında, adabımuaşeret anlatmak, kandil kutlamak, dinî yerlerin gezilmesini sağlamak, camilerde menkıbe sohbetleri yapmak, okullarda namaz kılmak, masal anlatmak, dini öğretme adı altında, tarikatların ve cemaatlerin başvurduğu abla/ abi sohbetleri yapmaktır. 

Okullarımızda zorunlu “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinin yanı sıra-bana göre dersin adı yanlıştır; “din kültürü” olmaz; dinin bilgisi, ahlakın kültürü olur-“Kur’an-ı Kerim”, “Peygamber’in Hayatı” gibi seçmeli derslerimiz vardır ve bu dersler okulun kadrolu öğretmenleri tarafından verilmektedir 

Bu etkinlikler, “Değerler Eğitimi” adı altında kamufle edilerek MEB aracılıyla Diyanete bırakılmıştır. Okulda, camide ya da gençlik merkezlerinde yapılacak bu etkinlikler, çoğunlukla öğrenciler camilere ve mezarlıklara götürülerek yapılmaktadır. Bunlar okul dışı etkinlikler olmasına karşın sınıflarda, namaz kılma, şeytan taşlama, hayali yedi şavt ile Kâbe tavafı yaptırılmaktadır. Ermenek Müftülüğünün yaptığı bir açıklama: “Değerler Kulübü velileri iftar buluşmasında, camide iftar öncesi toplanan öğrenciler, cami oyunları ve bilgi yarışması ile doyasıya keyifli vakit geçirdi. Akşam namazının kılınmasının ardından öğrenci ve aileleriyle birlikte cami avlusunda iftar yapıldı. İftar sonrasında camide oyunlarına devam eden öğrencilerin programı Teravih namazı ile son buldu.” 

Görüldüğü gibi amaç çok değişiktir. Pedagojik formasyonu olmayan bu kişilerin verecekleri korku ve soyut eğitim ile çocuklar olumsuz etkilenecek, eleştirisel düşünce, kreatif düşünme becerisi köreltilecektir. Coğrafya, felsefe, mantık, sosyoloji, yurttaşlık bilgisi ve yabancı dil gibi dersler rafa kaldırılarak veya ders saatleri düşürülerek genç beyinlerde, yeni düşüncelerin ve düşünme becerilerinin geliştirilmesinin önü kapatılmıştır. Amaç gayet açıktır. Bu ülkenin kurucularına ve yönetim biçimine karşı, kindar, dinci nesiller yetiştirmek, çocukları kendileri için oy deposu hâline getirip siyasallaştırmaktır.  Çünkü bilimin, teknolojinin, buluşun olmadığı bu vasıfsız yetişme, eğitim adı altında eğitimsizliğin eğitimidir. Eğitim sistemimizin cemaatlere bırakılmasının sonucunu yakın zamanda acı bir şekilde gördük. Hâlâ akıllanmadık mı? 

Neden karşı geliyorsunuz? Ne güzel, öğrenci anne baba sevgisi, hayvan sevgisi, vatan sevgisi, çevre sevgisi, manevi değerlerini, kültürel varlıklarını koruma sevgisi öğrenmesi kötü mü olur?  Zaten gönüllülük esasına göredir, diyorlar. Merak etmeyin bu değerleri okutacak öğretmenlerimiz okullarımızda vardır. Ki o öğretmenler, çiçeği dalında, türküyü yüreğinde, ekmeği sofrasında, vatanını dağında, taşında, ovasında, hayvanında, insanında sevmiştir ve sevmektedir. Bu ülke, uzun yıllar önce bu değerleri bilenler tarafından kurulmuştur ve bu ülkeye sahip çıkılmaktadır. Projeyi yürütme gönüllülük esasına dayanmasına rağmen itiraz edilmemesi durumunda zamanla zorunlu hâle getirileceği görülmektedir. 

Bu uygulama, Anayasa’mızın 2. maddesine, 42. maddesine ve 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’na aykırıdır. Eğitimi yavaş yavaş Diyanet’e ve cemaatlere teslim etme projesidir.  Gençlerimizdeki pırıl pırıl yaratıcı düşünceler Orta Çağ karanlığında boğulmak istenmektedir. Bu proje, pedagojik ilkelere, hukuka, çocuk haklarına, bilimsel ve laik eğitime aykırıdır. Çünkü eğitim alanı ile inanç alanı birbirine karıştırılmıştır. Pozitif bilimle eğitimin yerini maneviyat almıştır. 

Anayasa’mızda eğitimin “Atatürk İlke ve Devrimleri” doğrultusunda çağdaş, bilimsel, laik esaslara göre yapılacağı esastır. Aklımızı başımıza alarak, sonucu sorgulamamız gerekmektedir. Bundan ödün vermek, ülkemizi karanlık bir yola, Taliban yönetimine ve Afganistan’a benzemeye götürecektir. 

Biz veliler olarak ülkemizin, çocuklarımızın geleceğini düşünmeliyiz. Çocuklarımız ve gençlerimiz toplumun geleceğidir. Sağlıklı bir şekilde büyüyüp araştırma, inceleme ve yaratıcı düşünce ile eğitilmeleri zorunludur.  Hiç kimse bizim rızamız olmadan çocuğumuzu bir imama, bir vaize, bir müftüye emanet edemez, derslerinden alamaz. Alırsa suç işler. Bütün velilerimizi çocuklarımıza ve çağdaş eğitime sahip çıkmaya çağırıyorum.     

Ferhat GÜNDOĞDU(17.12.2023) 

Yenimuhacir/Keşan 

              

NOT: Bu durumda okul idarelerine verilecek dilekçe örneği   aşağıda hazırlanmıştır. 

                                          Dilekçe Örneği  

……………………………. Okulu Müdürlüğüne, 

        Okulunuzun …………. Sınıfında öğrenim gören …………. numaralı …………………………………….. isimli öğrencinin velisiyim. 

        Milli Eğitim Bakanlığının, Milli Eğitim Müdürlüklerinin, mülki amirlerin resmî ya da gayri resmî herhangi bir kurum, kuruluş ve kişilerle imzaladığı, imzalayacağı ÇEDES ve benzeri protokol veya protokoller kapsamında, okulunuzda yapılacak etkinliklerde öğrencimin görevlendirilmesine ve bu etkinliklere katılmasına; 

        Müfredatta yazılı eğitim öğretim faaliyetleri dışında ve Milli Eğitim Mevzuatında yer almayan sosyal etkinliklere (sosyal kulüp faaliyetleri, belirli gün ve hafta vb.etkinlikler dışındaki etkinliklere) katılmasına; 

       Hangi ünvan, makam, statü ve kimliğe sahip olursa olsun denetleme yetkisi olmayan ve pedagojik yeterliliği bulunmayan kişilerin ders saatinde veya teneffüslerde sınıfa, okulun toplantı, konferans, spor, sosyal etkinlikler salonlarına alınmasına ve bu mekânlarda yapacakları etkinliklere iznim olmadan öğrencimin katılmasına; 

        İznim olmadan, öğrencimin bu şahısların uhdesine verilerek, ne amaçla olursa olsun, okul dışına çıkarılmasına; 

        Ayrıca öğrencimin kimlik ve telefon bilgilerinin herhangi bir kişi, kurum ve kuruluşla paylaşılmasına onay vermediğimi, aksi takdirde her türlü yasal işlemin başlatılacağını bilgilerinize arz ederim.      

                                                                                                                         ……../……./2023 

                                                                                                                    İmza 

       Adres:                                                                                       Ad ve Soyadı