GÜNDEM

BTTD Keşan Şubesi'nin Dayanışma kahvaltısı yapıldı

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin Dayanışma kahvaltısı geçtiğimiz Cumartesi günü Ağadayı Şapçı Tesisleri'nde yapıldı.

Abone Ol

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin dayanışma kahvaltısı yapıldı

ERDOĞAN DEMİR

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin Dayanışma kahvaltısı geçtiğimiz Cumartesi günü yapıldı.

Ağadayı Şapçı Tesislerinde yapılan kahvaltıya AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Beğendik Belediye Başkanı Ferat Gülver, AK Parti Keşan İlçe Başkanı Savaş Pekdemir, CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, Zafer Partisi Keşan İlçe Başkanı Türkay Gümülcineli, AK Parti Edirne İl Başkan Yardımcısı Adnan Vural, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Şapçı, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği geçmiş dönem Genel Başkanı Başkanı Taner Mustafaoğlu, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Keşan Şube Kurucu Başkanı İsmail Beyli, dernek geçmiş dönem Keşan Şube başkanı Ayhan Beyli ve şu anki Başkan Mümin Lütfüoğlu, Keşan Belediye Meclis Üyesi Yakup Balcı, dernek üyeleri, Yunanistan’dan gelen misafirler ve Mustafa Kemal Paşa Mahalle Muhtarı Bayram Ali Kalfalar, Cumhuriyet Mahalle Muhtarı Muammer Gizlen, Yeni Mahalle Muhtarı İbrahim Dağ, Paşayiğit Mahalle Muhtarı Hasan Tunca, İspat Cami Mahalle Muhtarı Yusuf Uzdilli de katıldı.

Kahvaltıda ilk olarak konuşan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Mümin Lütfüoğlu tüm katılımcıları selamladıktan sonra konuşmasında şunları söyledi. “Keşan Batı Trakya Türkleri Derneği'nin temellerini atmış olan ve derneğin bu aşamaya gelmesinde her bir gününde saatinde, dakikasında büyük yemekleri olan Sayın İsmail Beyli Başkanım. Benden önce bu görevi başarıyla yürütmüş olan Sayın Ayhan Beyli Başkanım. Yılın son günlerinde iki bin yirmi beşi geride bıraktığımız bu günlerde üç ayları da karşılamış olduğumuz bu anlamlı günlerde bu kahvaltımıza, bu organizasyonumuza hoş geldiniz, şeref verdiniz. Batı Trakya'mızın önemli isimlerinden hemşerilerimizden sizlere çok selamlar var. Öncelikle bunu belirtmek istedim. Aramızda olmak isteyenler vardı. Lakin dün yaşadığımız benim de köyümden aynı zamanda akrabamız 7 yaşında bir evladımızın engelli bir çocuğumuzun evde yanarak ölmesi maalesef Gümülcine de ve çevresinde bir hassasiyet oluşturdu. Muhtemelen bugün de cenaze töreninde olmak isteyeceklerdir. Ama herkesin Meriç’in öbür tarafından bu taraftaki tüm dostlara selamları var. Bizim Milli şairimiz Ali Rıza Saraçoğlu der ki; dünyada en kötü şey nedir dese esarettir, en güzel şey nedir dese özgürlüktür, hürriyettir. Biz Batı Trakya Türkleri bu ikisinin ne olduğunu 1923’ten Lozan Anlaşmasından bu yana çok ama çok iyi anlamış, içselleştirmiş, bir toplumuz Bu toplumun fertleriyiz. Türkiye’nin farklı illerinde sayıları farklı ifade edilen insanlarız. Keşan’ımızda da aslında bu kadar değiliz ama varız. İnşallah bir dahaki toplantılarımızda bir dahaki buluşmalarımızda daha kalabalık olacağız. Daha genç kardeşlerimizi burada göreceğiz. Bugün mutlu oldum. Çünkü içimizde büyüklerimizin ellerinden tutup getirdiği hadi bakalım derneğimiz var bizim, kahvaltımız var bizim diyerek getirdiği küçük kardeşlerimiz de var. Onları görmek beni çok mutlu etti açıkçası. Bu duygu ve düşünceler burada ifade etmek her zaman zordur. Ama ben çok özel bir teşekkürü huzurlarınızda kendisine ifade etmek istiyorum. O da Keşan Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Özcan ve çok özel olan manevi katkılarından dolayı huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Hepinize iyi günler diliyorum. Afiyet olsun.”

Mümünoğlu’ndan sonra konuşan Özcan’da tüm katılımları selamlayarak konuşmasında şunları söyledi: “Batı Trakya ve Bulgaristan’da ciddi sayıda soydaşımız var. 1923 Lozan Antlaşması'nda hat olarak ana vatanın dışında kaldınız ama hep içimizde oldunuz. Bizden öncekilerin, şu anda bizim, bundan sonra da bizden sonra gelecek neslin özlemi olacaksınız. Ama sizler de oradan en ufacık bir fırsatı bile kalkınma eğitim açısından bulduğunuzda bundan unutmadan devam edin. Kötü veya karar edemeyeceğim ama en kara günümüzde mutlaka Türkiye Cumhuriyeti Devleti sizin yardımıza koşacağından eminim. Hiç kimse milliyetini unutmamalı. Milliyetiyle gurur duymalı. Ne isem deyip onu açık açık söylemeli. Şunu da unutmamak gerekir. Osmanlı gerileme dönemine girdikten sonra Hepinizin parçaları vardır. 93 Harbi diye bir harp yaşarız Ruslarla. İşte belimizin kırıldığı bu nokta olur. Meriç Nehri Birkaç kere anlaşmalarına sınır olmuştur. En sonunda da Osmanlı orduları, tersaneleri dağıtıldıktan sonra Atatürk bir kurtuluş hareketi başlatır. Bugünlere geliriz. O zaman Meriç'te Nehri, son kez değişmiştir. Kendimizi büyük bir millet olmaktan çekinmeyelim. Ancak Anadolu'yu ilk girişimizi, İstanbul'u alışımızı, Viyana'yı kuşatmamızı hiç unutmayacaklar. 100 sene 150 sene insan hayatında çok uzun ama devletlerin hayatı kısadır. Ben de dernek başkanıma sevgilerimi sunuyorum. Batı Trakya’dan gelen değerli soydaşlarımıza hoşgeldiniz diyorum. Yeni yılınız hayırlı uğurlu olsun. Hepinize sağlıklı ömürkler diliyorum. Üç ayları da karşılıyoruz, mübarek olsun. İnşallah Ramazan'da da böyle toplu yemeklerle buluşuruz. Hepinize saygılarımı sunuyorum. Ancak Dernek Başkanıma ilk etapta davet için geldi. Daha önce Ayhan arkadaşımın da katkısı var çok. Bir dernek yeri, dernek yeri araştırdık, ettik, bulduk. Hatalıysa hatalı. Verdiğim yer, kendi soydalarım . Neyse cezamızı da çekeriz. Dernek yeri ama maneviyatı büyük bunun. Kimse de karşı çıkacak halde değildir herhalde. Evet. Hepinize saygılar sunuyorum. Afiyet olsun.”

Özcan’dan sonra konuşan Aksal da tüm katılımcıları selamladıktan sonra konuşmasında şunları söyledi.

Tam böyle yeni yıldan miladi yeni yıldan önce, 3 ayların başlangıcında önce bir araya gelmeniz, birliğinizi, beraberliğinizi pekiştirmeniz gerçekten çok anlamlı olmuş. Ben de buradan mübarek 3 aylarınızı tebrik ediyorum. Rabbim inşallah hepimizi sağlıkla, sıhhatle, huzurla Önce Ramazan'a sonra da bayrama kavuştursun diyorum. Miladi yeni yılınızı da tebrik ediyorum. Nece yıllara sağlıkla sağlıkla kavuşalım inşallah. Tabii başkanım iki başkanım da benden önce konuşan iki başkanım da çok güzel konuşmalar yaptılar. Balkanlar bizim gönül coğrafyamız. Dün bir arkadaşımızla konuşuyorduk. Dedi ki İstanbul'da İstanbul'dan önce Balkanlar'da biz vardık. Kuzey Mekadonya'dan Gelmiş bir arkadaşım dedi ki İstanbul'dan önce Mekanonya'da biz vardık, Balkanlar'da biz vardık. Tabii çok konuşulmasa da gerçekten Osmanlı bir Balkan imparatorluğudur. Medeniyetimizi Balkanlara götürdük ama çok büyük acılar da yaşandı. Balkan savaşları, işgaller. Benim ailem de tabii Trakya'da yaşayıp da. Ailesinin bir parçası Balkanlardan gelmeyen hiç kimse yoktu. Benim rahmetli anneannem de 15 yaşında Yunanistan'dan gelmiş, Ferecik'den gelmişler. Dedi ki hep anlatırdı rahmetli. Hiç temelli geldiğimizi düşünmedik. Geri gideceğiz, döneceğiz diye geldik. Gelenlerin çoğu bir gün döneriz diye gelmişler. Evlerini, yerlerini hiç bozmamışlar. Ama dediğim gibi İyi ki varsınız, iyi ki bağlarınızı, oradaki bağlarınızı koruyorsunuz. Çünkü azınlık olmanın ne olduğunu en iyi siz biliyorsunuz. Orada yaşayan vatandaşlarımızın halini en iyi siz anlıyorsunuz. Ama burada bir araya gelmeniz, birlikte olmanız. Anıları yad etmeniz de çok çok kıymetli. Ben tekrar bu anlamda bu organizasyonu yapan kıymetli başkanımı tebrik ediyorum. İşte kurucu başkanımız burada. Hepinize beni davet ettiğiniz için de çok teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Konuşmaların ardından, Mümünoğlu tarafından Özcan’a derneğe katkılarından dolayı bir plaket ve Aksal’a Dr.Sadık Ahmet’in hayatını anlatan bir kitap hediye edilmesi kahvaltı sona erdi.