EKONOMİ

Birleşik Emekliler Sendikası’nda görev dağılımı yapıldı

Abone Ol

Görev dağılımın ardından yapılan basın açıklamasında, emeklilere verilen zamlara tepki gösterildi: “2002 yılında en düşük emekli aylığı, asgari ücretin %35 fazlasıydı”

MEHMET AYTAÇ

Buna göre Temsilcilik Başkanı İsmail Kılıçoğlu oldu. Toplantı sonrası yapılan açıklamaya göre, Hüseyin Gezgin Bürokrasiden Sorumlu Temsilci, Recep Bozkurt Basından Sorumlu Temsilci, Ferhat Edirneli Örgütlenmeden Sorumlu Sekreter ve Gülan Yıldıran Dönmez Kadın Kolları ve Hakları Sekteri olarak görevlendirildi.  

Toplantının sonunda, Birleşik Emekliler Sendikası tarafından hazırlanan emeklilerin durumu ve belirlenen emekli maaşları ile ilgili bir basın metni okundu. Basın açıklamasını okuyan Birleşik Emekliler Sendikası Keşan Temsilciliği Basın Sorumlusu Recep Bozkurt; “Sefalete teslim olmayacağız. Sahte TÜİK verilerini kabul etmiyoruz. Emekli maaş artışlarında TÜİK verileri referans alınıyor. 3 Ocak’ta TÜİK, Aralık ayı enflasyon oranını 1.18 olarak, 6 aylık enflasyon oranını 15.39 olarak açıkladı. TÜİK’in açıkladığı gerçekçi olmayan bu enflasyon oranları, emeklinin yaşadığı barınma, beslenme, sağlık ve tüketim maddelerindeki artış oranlarını yansıtmaktan çok uzak. Gerçekçi olmayan TÜİK verilerini biz emekliler ret edip örgütlü mücadele ile gerçek enflasyon oranında artışın maaşlarımıza yansımasını sağlayacağız” dedi. 

“MÜJDE DEĞİL, EMEKLİNİN ÖLÜM FERMANI”

Recep Bozkurt, şöyle devam etti: “Biz TÜİK’in sahte, gerçeklikten uzak, talimatla veri açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı bir açıklama yaparak TÜİK verilerinin üzerine refah payı ekleyerek %25 emekliye sefalet zammını müjde diye açıkladı. Sadaka ya da lütuf değil yaşam ücreti istiyoruz. Ancak Cumhurbaşkanı’nın bu müjdesi sonrası hem sendikamızın hem de siz emeklilerin tepkisi üzerine Cumhurbaşkanımız lütfederek 5 puan daha vererek yüzdelik oranı %30’a yükseltmiş, en düşük emekli aylığını ise Hazine yardımı ile birlikte 5 bin 500 TL olarak açıklamıştır. Bu da emeklilerin örgütlü hareket ettiklerinde kazanım elde ettiklerinin göstergesi. Bu oranlarla emeklinin yaşamını idame ettiremeyeceğini 14 milyon emekli ve kendileri de biliyor. Bireysel zenginleşen seçtiklerimizin, kitlesel yoksullaşan emeklileri olmayacağız. Biz emekliler, 20 yıldır bizleri açlığa ve sefalete teslim edenlere örgütlenerek ve örgütlü hareket ederek artık emekliler çantada keklik de değil, sizlerin oy depolarınız da değil diyeceğiz. Zam değil, alım gücümüzün geri verilmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanımız, biz emeklilere diyor ki <Z kuşağına bizden önceki dönemi anlatın, onlar bilmez> diyor. Biz emekliler, Z kuşağına 20 yıl yani AKP dönemi öncesi emeklinin durumunu anlatıyoruz. 2002 yılında en düşük emekli aylığı, asgari ücretin %35 fazlası idi. Bugün ise en düşük emekli aylığı, asgari ücretin %40 altında. Yani 20 yılda alım gücü %75 eskilmiş. 20 yıl öncesine göre kıyaslarsak ve hiç zam almayıp sadece alım gücümüz korunsaydı, emeklinin eline geçecek maaş, asgari ücret 8 bin 500 lira, %35 fazlası ile en düşük emekli aylığı 11 bin 500 lira olacaktı. Emekli maaş artışları Meclis’te. TBMM çatısı altındaki sarayın değil bizlerin seçtiği siyasi parti ayırımı yapmaksızın milletin vekillerine sesleniyoruz. Maalesef çarşı Pazar enflasyonu, Meclis’in lokantası kadar ucuz değil. Meclis’e gelen emekli maaş artışlarının, Meclis’te yeniden değerlendirilerek, emeklilerin de görüşleri alınarak yeniden belirlenmesini talep ediyoruz.”

“ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ VERMEK SUÇTUR”

Bozkurt, açıklamayı şu şekilde tamamladı: “Asgari ücret 8 bin 506. Çalışan işçiye patronu bu ücretin altında maaş öderse ve SGK bunu belirlerse patrona cezai işlem yapıyor, suç işlediği ve yasaya uymadığı için. Peki biz 14 milyon emeklinin patronu, Sosyal Güvenlik Kurumu nasıl olur da kendi çalışanı yani emeklilere asgari ücretin altında maaş verir? Oysaki çalışanlarda asgari ücretin altında maaş verenlere cezai işlem uygularken ve yine adından da anlaşılabileceği gibi asgari en düşük ya da işe yeni başlayan taban aylığı. Oysa ki biz emekliler yıllarımızı verdik hatta bu konuda doktora yaptık.”