Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, gazetemizin dünkü sayısında yer alan “Eğitim-İş Keşan Temsilcisi Erol Yazla, CHP İlçe Başkanı Anıl Çakır’ın konuşmasına Atatürk’ün sözleriyle tepki gösterdi” başlıklı haberimize açıklamada bulundu.
Anıl Çakır’ın, bir açılış sırasında yaptığı konuşmadan dolayı Eğitim-İş Sendikası Keşan Temsilcisi Erol Yazla’nın görüşlerine yer verdiğimiz haber sonrası yaptığı açıklamada, gazetemize ve imtiyaz sahibi Mustafa Bezbaş’a hakarete ve aşağılamaya varan ifadeleri şu şekilde: “Medya Keşan Gazetesi’nin 17 Eylül 2024 tarihinde manşette ve devamında 3. Sayfasında “Eğitim-İş Keşan Temsilcisi Erol Yazla, CHP İlçe Başkanı Anıl Çakır’ın konuşmasına Atatürk’ün sözleriyle tepki gösterdi: ‘İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir’” başlığıyla Mehmet Aytaç imzasıyla kaleme alınan haberde Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı olarak şahsıma ve partimizin kurumsal kimliğine gerçekle alakası olmayan ifadeler kullanılmıştır. Kamuoyuna saygı ile duyulur, haber yapan basın kuruluşunun cevabımızı ve konusu geçen açılıştaki konuşmanın tam metninin yayınlanmasını rica ederiz.
14 Eylül 2024 Cumartesi günü bir eğitim kurumunun açılışını yaparken yaptığım konuşmadan gerçek dışı manalar çıkararak algı operasyonu yapılmasını ibretle takip ediyorum. Açılışta yaptığım konuşmada sınav ve not kaygısının öğrenciler üzerinde derin tahribatlar yaratmasına yaptığım göndermeyi alıp başka yerlere çekmek tam bir itibar suikastıdır. Birilerinin üstüne basarak, rakip gördüğü insanlara çamur atarak, karalama kampanyası başlatarak bir yerlere gelmeyi hedefleyen, sahip olduğu gazeteyi de bunun için kullanarak basın ilkelerini ihlal eden siyasi mevtanın kurduğu oyuna Eğitim-İş Sendikası Keşan Temsilcisi, benim de öğretmenim olan sevgili Erol Yazla’nın da alet olmasını üzülerek öğrendim. Sınavlarda her zaman öğrencilerin “okuduğunu anlayamadıkları” için başarısız olduklarını söyleriz. Bir eğitimcinin okuduğunu anlayamadığını ve kesilip biçilen konuşmalardan yola çıkarak bir açıklama yapmasını görmek ise durumun vahametini açıkça ortaya koymuştur.
Bugüne kadar hiçbir öğrenciyi sınav başarısına ya da aldığı notlara göre değerlendirmedim. Test ve not başarısı benim için sayılardan öteye gidememiştir. En büyük idealim, aldığı not ne olursa olsun yüksek karakterli, ahlaklı, dürüst insanlar yetiştirmektir. Yurt dışındaki ikinci sınıf üniversitelerden parayla diploma alanların, ticari kaygıları eğitimciliğinin önüne geçenlerin, noktalama işaretlerini dahi nerede kullanacağını bilmeyenlerin, iktidar korkusundan sesini çıkaramayanların ama söz konusu Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı olunca aslan kesilenlerin beni bu konuda anlamalarını zaten beklemiyorum.
AKP’nin dayatmaya çalıştığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline karşı çıkan ilk eğitimciyim. Basın açıklaması yaptık, ne yazık ki kendilerini yanımızda göremedik. Genel başkan yardımcımızın tüm Türkiye’de başarıyla gerçekleştirdiği Eğitim Buluşmalarını Edirne’de düzenledik. Davet etmemize rağmen yine kendilerini yanımızda göremedik.
30 yıllık bir mazisi olan, memur olmadığım için mensubu olamasam da gönülden bağlı olduğum Eğitim-İş’in ve onun Keşan temsilcisi, sevgili öğretmenim Erol Yazla’nın kişisel hırslar sebebiyle yürütülen bu ucuz kampanyaya alet olduğunu görmek beni derinden üzmüştür.
Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” sözünü şiar edinmiş bir eğitimci olarak Sayın Yazla’nın manipülasyon kokan açıklamalarında benim gaflete düştüğümü söylediğini görüyorum. Asıl gaflet, hep birlikte karşı çıktığımız, öğretmenleri kategorize eden, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran “uzman ve başöğretmenlik” sınavını önce eleştirmek, sonra da soruların kolay olacağını duyup aklınca uyanıklık yaparak bu sınava girmektir. Gaflete düşenleri ararsanız çok uzaklara gitmeyin. Cumartesi günü yaptığım konuşmamın canlı yayınlanan videodan aktarılmış yazılı halini kamuoyuyla paylaşıyorum. Takdir kamuoyunundur.
“Evet, çok kıymetli hanımefendiler, beyefendiler hoş geldiniz. Sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. İki genç meslektaşım, iki kardeşim bu çok güzel eğitim kurumunu hazırlamışlar. Çok iş yerinin açılışını yaptım ama ilk defa bir eğitim kurumunun açılışını yapıyorum. Bunun da ayrıca heyecanını yaşıyorum, mutluluğunu paylaşıyorum.
Çok güzel bir eğitim kurumu hazırlamışlar, mahalleye değer katan, ismiyle müsemma Yeni Mahallemize değer katan, Keşan’a değer katan çok güzel bir kurum hazırlamışlar. Bugün bir kez daha görüyoruz ki Keşan hakikaten bölgenin eğitimde markası olma yolunda hızla ilerliyor. Ülkemiz her geçen gün başka bir zorlukla boğuşuyor, ülkemize yapılan tehditler her geçen gün dozunu arttırıyor ama şunu çok iyi biliyoruz biz bütün bu zorlukları eğitimle aşacağız.
Bizim paraya pula ihtiyacımız yok. Bizim eğitimli insana ihtiyacımız var. Bizim vatanını, milletini, bayrağını seven Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkan insanlara ihtiyacımız var. Fizik, Kimya, Biyoloji, Matematik, bunlar nasıl olsa bir şekilde hallolur, hatta bana sorarsanız hallolmasa da olur. Bizim aslında dürüst, namuslu, ahlaklı insanlar yetiştirmeye ihtiyacımız var. Bence eğitimin, eğitim kurumlarının asli görevi bu olmak zorundadır. Bizi biz yapan değerler var. Bunlara sahip çıkan eğitimcilere, bunlara sahip çıkan eğitim kurumlarına çok ihtiyacımız var. Hiçbir tarikata, cemaate bağlı kalmadan, onlara kaptırmadan çocuklarımızı yetiştirecek eğitimcilere ihtiyacımız var.
Ne olursa olsun Cumhuriyet çocuklarını, Mustafa Kemal'in çocuklarını yetiştirecek eğitim kurumlarına ihtiyacımız var. İnanıyorum ki bu kardeşlerimiz de bu ülkülerden ayrılmadan, bu ideallerden ayrılmadan işlerini çok iyi yapacaklar. Pırıl pırıl evlatlar yetiştirecekler ve ailelerine, sevdiklerine vatanlarına, milletlerine layık olacaklar.
Ben kendilerini bir kere daha tebrik ediyorum, ailelerini tebrik ediyorum. Onlar üstlerine düşeni yapmışlar, bundan sonra sıra bizde. Biz de Keşan'ın evlatlarına, bu bölgenin evlatlarına sahip çıkacağız. Onlara destek olacağız. Tekrar hayırlı uğurlu olsun diyorum. Sizleri bir kere daha saygı ve sevgi ile selamlıyorum.”